Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hanifi Toptaş, Olası depremin ağır sonuçları olacağını söyleyerek çözüm önerilerini sıraladı. Başkan Toptaş’a göre, Yapı stokunun sağlamlaştırılması olası bir depremde zararları büyük ölçüde azaltacak.

Kahramanmaraş’ta, Arz ve talep dengesizliği üzerine yapı stokunun arttığını ve inşaat sektöründe bir durağanlık meydana geldiğini belirten Başkan Toptaş, İnşaat sektöründeki yapı malzemelerinin maliyetlerinin ciddi oranda artış gösterdiğine dikkat çekti.

Başkan Toptaş açıklamalarına şu şekilde devam etti:

“Öncelikle ülkenin genel ekonomik durumu tabii ki de tüm sektörleri etkilediği gibi inşaat sektörünü de etkilemektedir. Ayrıca inşaat sektöründe son yıllarda ki talebin çok üzerindeki arz fazlası, önemli oranda bir satılık yapı stokunun oluşmasına neden olmuş dolayısıyla bu da sektörün yavaşlamasına sebebiyet vermiştir. Bu satılık yapı stoku azalana kadar yapı üretimindeki yavaşlama devam edecektir. Bir diğeri özellikle yine son yıllardaki arsa fiyatlarının artışı ayrıca yapı maliyetlerinin ciddi oranda yükselmesi de daire fiyatlarının vatandaşın alım gücünün üzerine çıkmasına neden olmuştur. Burada baktığımızda sadece son bir yıldaki demir fiyatlarındaki artış yapı maliyetlerini yüzde 7 ve yüzde 8 civarında artırmıştır. Diğer kur artışlarından da kaynaklanan yapı malzemelerinin ve işçiliklerin artışlarını da kattığımızda inşaat maliyetleri son bir iki seneye göre yüzde 20 ve yüzde 30 civarında artış göstermektedir. Bu durumda ayrıca sektörü sıkıntıya sokmaktadır. Burada yapılması gereken özellikle yapı maliyetini artıran etkenlerin üzerine yoğunlaşmak lazım. Mesela sadece demir fiyatlarının geçen seneki fiyatlara gelmesi bile kısmen sektörü rahatlatacaktır.”

KENTSEL DÖNÜŞÜME HIZ VERMELİYİZ

İnşaat sektöründeki canlılığın tekrar sağlanması ve yapı stoklarının güçlendirilmesi ile piyasadaki ekonomik darlığın çözülebileceğini vurgulayan Toptaş, Kentsel Dönüşüme hız verilmesi gerektiğini belirtti.

Toptaş: “Depremin etkilerinin azaltılması tamamıyla yapı stokunun sağlamlaştırılması ile çözülür. Maalesef TÜİK ( Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre ülkenin % 60 ı hala mühendislik hizmetlerinden faydalanılmadan yapılan binaların mevcut olduğunu söyleyebiliriz. İlimizde de bu durumun böyle olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Dolayısıyla bizim depremin etkilerini azaltmak noktasında sağlam zeminler üzerinde sağlam yapılar inşaa ederek ve eski yapılarımızı ise kentsel dönüşümle yenileyerek veya güçlendirerek sorunu çözebiliriz. Biraz öncede ifade ettiğim gibi yüzde 60’lık bir problemli binaların varlığından bahsediyoruz. Bu veriler benim kendi görüşüm değil, Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi verileridir. Dolayısıyla olası bir depremde bizi pek de iç acı bir tablonun beklediğini söyleyemeyiz. Deprem bir doğa olayıdır. Tıpkı Yağmur gibi, Rüzgar gibi, bu doğa olayını doğal bir afete dönüştürmemek açısından kentsel dönüşümü acilen hızlandırmamız lazım.”