2017 yılını siyasi ve ekonomi anlamında değerlendirir misiniz?

2017 yılı siyaset anlamında inişli çıkışlı oldu. Referandumdan dolayı bir seçim hareketliliği yaşadık. 2017 yılına tarım olarak baktığımızda Cumhurbaşkanımızın Milli Tarım Seferberliği başlatması ve tarıma olan seferberliği başlatması canlılık getirdi. 2017 yılı aslında çok kozmopolit bir yıl olarak geçti. Hemen darbe girişiminin arkasından gelen bir yıl oldu. Darbe başarılı olsaydı durumumuz daha kötü olacaktı. Ekonomi olarak Türkiye genelinde birçok sektör sıkıntı yaşadı. Bu özellikle tarım sektöründe oldu. Piyasada nakit sıkıntısı vardı. Yakıttaki artışlar çiftçiyi bir hayli sarstı. Çiftçi 2017 yılından umduğunu bulamadı diyebiliriz. Mevsim şartları da değişiyor, bu da çiftçimizin umduğunu bulamamasına neden oldu. 2017 yılında tarım sektöründe ciddi anlamda yaşandı. Bu yaşamış olduğumuz süreçte sadece içimizde değil tüm dünya ilke savaşan bir Türkiye var. Ülke olarak bu geçtiğimiz süreç çok ciddi bir durum. Son zamanlarda ABD’nin Kudüs tavrını açıkça görüyoruz. Dış güçler tamamen İslam’a karşı bir politika izliyorlar. Bunlara karşı en net Tavrı Türkiye koydu ve Kudüs için gereken bütün hamleleri yaptı. Dünyada lider bir ülke olarak istikrarımız devam ediyor.

Tarım sektörü 2017 yılında nasıl geçti?

Küresel ısınma tarım sektörünün en büyük sorunu oldu. Sıcakların ve soğukların dengesiz oluşu, don olaylarının yaşanması, çiçek dönemlerindeki yağışların da etkisi ile tarım olumsuz etkilendi. Aralık ayında Kahramanmaraş’a kar yağmasını beklerken yağmur bile az yağdı. Bu durumun ciddi anlamda zararları var. Yaz günlerinde aşırı sıcaklar yaşandı. Bunlar da tarlalarda yanmalara neden oldu. ürünlerde yüzde 50’lere varana kadar kayıplar yaşandı. 2017’de Türkiye’deki tarım ürünlerinden doğal sebeplerden dolayı düşüş yaşandı.

Hükümetin Tarım Politikaları hakkında neler söylemek istersiniz?

Tarım Bakanımız Ahmet Eşref Fakıbaba yeni göreve geldi. Çok iyi niyetli ve elinden gelen her şeyi yapıyor. Ama tarım konusunda çiftçimize daha fazla destek vermesi gerekiyor. Et konusunda yurt dışından gelen ucuz et vardı. Bu konuda biz ‘taşıma usulü ile değirmen dönmez’ sözünü aklımıza getiriyoruz. Çiftçimiz üretimi durdurursa Türkiye aç kalır. Tarımda kurumsallaşma olması lazım. Aksi taktirde araziler parçalanmaya başlıyor. Arazilerin parçalanması maliyetleri de artırıyor.

Kahramanmaraş mümin topraklara sahip, insan dikseniz insan yetişecek topraklarımız var. Ürün açısından çok geniş bir yelpazeye sahip. Birçok ürünü bünyesinde bulunduruyor. Kahramanmaraş’taki fabrikatörlerimizin geçmişlerine baktığımız zaman hepsi tarım ile uğraşmıştır. Günümüzde de bunların örnekleri vardır. Eski Başbakan Yardımcımız Veysi Kaynak Bey Kahramanmaraş’a bir Gıda Tarım OSB sözü vermişti. Bu projenin en kısa zamanda gerçekleşmesini bekliyoruz. Buğdayımız ile mısırımızı direkt satmak değil de işleyip, un ve makarna gibi satmayı hedefliyoruz. Bu Kahramanmaraş için yatırımcılarımızın tarımdan gelmesinden dolayı katkısı olacaktır.

Aralık ayı itibari ile yeteri miktarda yağış alamadık. Ve bu durum böyle giderse 2018 yılında içme suyunda bile sıkıntı çekeceğiz. Tüm Kahramanmaraşlı hemşehrilerimizi tasarrufa davet ediyorum. Su olmazsa bırakın tarımı insan bile yaşayamaz.

Kaynak: Maraştanhaber