İngiliz ajanın evinin önündeki Suriyeli mendilci kayıplara karıştı
James Gustaf Edward Le Mesurier’le ilgili soruşturma devam ederken, evinin önünde bir yıl boyunca ayrılmadan kağıt mendil satan Suriyeli şahsın bir süre önce kayıplara karıştığı öğrenildi.
Olay hakkında konuşan esnaf Yavuz Aydın, “1 seneye yakın burada ama sürekli değil, 1-2 ay takılıp gidiyordu. Duyduğuma göre Karaköy'ün çeşitli yerlerinde mendil satıyormuş. En son yaklaşık 1 ay önce birkaç günlüğüne geldi ve sonra kayboldu” dedi.
Beyoğlu'ndaki evinin sokağında ölü bulunan İngiliz eski askeri istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier'le ilgili soruşturma devam ederken ilginç bir detay ortaya çıktı. Çevredeki esnaftan alınan bilgiye göre, İngiliz ajanın evinin önündeki medresenin duvarının başladığı yerde bir yıl önce bir mendil satıcısı beklemeye başladı. Beyaz tenli, renkli gözlü ve kirli sakallı mendilci adının Muhammed olduğu, Suriye'deki savaştan kaçarak İstanbul'a geldiği öğrenildi. Şahsın Arapça konuştuğu ve zaman zaman mendil sattığı bilgisine ulaşıldı. Mendilciyle alakalı konuşan esnaf Yavuz Aydın, “Biz de o mendilci dayını görüyordum. Ara sıra orada bazen haftalarca bazen de 1 ay boyunca orada durup mendil satıyordu. Kendi halinde gariban birisine benziyordu. Sorduğumuz zaman da Suriye Arabı olduğunu söylüyordu” dedi.
“Suriye istihbaratında mı çalışıyorsun diye sordum”
Aydın, “Nerede ikamet ettiğini sorduğumuz da ise Şanlıurfa'da olduğunu ve kimlik kartını da bana gösterdi. Ara sıra gelip kayboluyor, Suriye istihbaratında mı çalışıyorsun diye sordum, ‘yok, benim çoluk çoğumuz var, köyümüz bombardımana tutuldu o yüzden Türkiye'ye geldim' dedi. 1 seneye yakın burada ama sürekli değil, 1-2 ay takılıp gidiyordu. Duyduğuma göre Karaköy'ün çeşitli yerlerinde mendil satıyormuş. En son yaklaşık 1 ay önce birkaç günlüğüne geldi ve sonra kayboldu. Suriyeli olduğu için terör örgütlerinden dolayı insan başlı başına şüpheyle bakıyor.
Ölen kişiyi gördük ama tanışıklığımız, samimiyetimiz ve muhabbetimiz yoktu. Pek dışarıyla muhabbeti olan kişiler değillerdi. Sipariş veriyorlardı ama çok sık değildi. Zaten kapılar şifreli, çoğu kişi de parmak iziyle açıldığını söylüyorlardı. Zaten o bile şüphe çekiyordu” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.