İnatçı kuru öksürükleri ihmal etmeyin
Halk arasında “akciğer sertleşmesi” bilinen İPF (İdiyopatik Pulmoner Fibrozis) hastalığının en belirgin işaretlerinin "nefes darlığı" ve "inatçı kuru öksürük" olduğunu belirten TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Funda Coşkun, bu belirtilerin ihmal...
Halk arasında “akciğer sertleşmesi” bilinen İPF (İdiyopatik Pulmoner Fibrozis) hastalığının en belirgin işaretlerinin "nefes darlığı" ve "inatçı kuru öksürük" olduğunu belirten TÜSAD Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Funda Coşkun, bu belirtilerin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Coşkun, toplumda çok fazla tanınmayan İPF’nin henüz kesin tedavisi bulunmadığını, ancak hastaların yaşam süresini uzatan ve kalitesini artıran ilaçlar olduğunu açıkladı.
Bütün hastalıkların tedavisinde erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor. Ancak bazı hastalıklar yeterince bilinmedikleri için belirtileri ihmal ediliyor. Bu hastalıklardan biri de İPF yani; İdiyopatik Pulmoner Fibrozis. Bu hastalığın Türkiye’de görülme sıklığı 100 binde 5. KOAH ya da astım hastalıkları ile karşılaştırılabiliyor. Bu nedenle bu konuda farkındalık oluşturmak büyük önem taşıyor. TÜSAD (Türkiye Solunum Araştırmaları Deneği) Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Funda Coşkun, halk arasında “akciğer sertleşmesi” olarak bilinen İPF’nin nispeten nadir görülen bir hastalık olması nedeniyle belirtilerinin göz ardı edilebildiğine dikkat çekerken, tedaviye erken başlanması halinde olumlu gelişmeler görüldüğünü kaydetti.
TÜSAD Difüz Parankimal Akciğer Hastalığı ve Pulmoner Vasküler Hastalıklar Çalışma Grubu Başkanı da olan Coşkun, 14-20 Eylül Dünya İdiyopatik Pulmoner Fibrozis Farkındalık Haftası'nda yaptığı açıklamada, şu noktalara dikkat çekti: “IPF'nin herhangi bir spesifik semptomu olmamasına rağmen, çoğu hasta, özellikle egzersiz yaparken, inatçı kuru öksürük ve ilerleyen nefes darlığı ile başvuruyor. Ayrıca, hastaları bu duruma yatkın hale getirebilecek romatoid artrit veya lupus gibi belirli cilt ve eklem rahatsızlıkları ile ilişki de gözleniyor.”
IPF’nin akciğerlerin yaralanmasına neden olan ve maalesef tedavi edilemez bir durum olduğunu belirten Coşkun, şu bilgileri verdi: “Solunum verimini düşürüyor ve zamanla giderek kötüleşebiliyor. Oluşan yara dokusu vücut tarafından veya herhangi bir ilaçla onarılamadığı için şu anda kesin bir tedavisi bulunmuyor. Bu nedenle, son zamanlarda geliştirlen ilaçlar sayesinde daha önce hiçbir tedavi olasılığı olmayan bu hastalıkta yara dokusunun oluşma hızını yavaşlatabiliyor, semptomları kontrol altına alabiliyor ve yaşam süresini uzatabiliyoruz.
SİGARA İÇEN ERKEKLER RİSK GRUBUNDA
Özellikle sigara içme öyküsü olan ileri yaş erkek hastalarda görülme sıklığının daha fazla olduğuna dikkat çeken Coşkun, sözlerine şöyle devam etti: “Açıklanamayan, giderek artan nefes darlığı ve öksürük şikayetleri olduğunda ve uzun sürdüğünde mutlaka bir göğüs hastalıkları hekimine başvurulması gerekiyor. Tanı için bilgisayarlı akciğer tomografisi, difüzyon testi, kan tetkikleri, otoantikorlar gibi testlere ihtiyaç var. Gerek duyulduğu taktirde akciğer biyopsisi yapılarak tanı konulabiliyor. Tanı konulmuş hastalarda altta yatan bir etken saptanamadığında idiyopatik yani nedeni bilinemeyen pulmoner fibrozis olarak hastalık adlandırılıyor.”
Coşkun, İPF’nin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte tedavi konusunda önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, “Son yıllarda geliştirilmiş ilaçlarla hastaların yaşam süresi uzatılmış, atak geçirme sıklığı ve şiddeti azalmış, hastalarımızın hastaneye yatışları azalmıştır. Bu tedavilere ulaşılabilmek içinse mutlaka hekiminize başvurmanız gerekiyor” dedi.
TEDAVİ SÜRECİ AKSATILMAMALI
Bu arada COVID-19 pandemisi döneminde İPF hastalarının tedavi süreçlerini aksatmadan devam ettirmelerinin önemini de vurgulayan Coşkun, şu hatırlatmaları da yaptı: “Koronavirüs riski ile ilgili İPF hastalarına dair henüz bir çalışma bulunmuyor. Bu nedenle diğer kronik hastalıklara sahip olanların aldığı sıkı önlemlerin bu hasta grubu için de geçerli olduğunu bir kez daha hatırlatmalıyız. İPF hastaları bu dönemde tedavi süreçlerini aksatmaması ve düzenli ilaç kullanımına devam etmesi önemini koruyor. Herkes gibi, bu dönemde İPF hastaları için de maske, mesafe ve hijyen kuralı büyük önem taşıyor.”
İPF HASTALIĞI NEDİR?
Genel olarak 60 yaş üzerinde ve erkeklerde daha sık görülen bu hastalığın Türkiye’de görülme sıklığı 100 binde 5. İPF erken dönemde belirti vermeyebiliyor. Eforla gelişen nefes darlığı ve kuru öksürük, en sık görülen şikayetler oluyor. Nefes darlığı genellikle sinsi bir şekilde ortaya çıkıyor ve ilerliyor. Öksürük de genellikle kuru vasıfta ve inatçı özellik gösteriyor ve öksürük kesici ilaçlar etkisiz kalıyor. Hastalar bu şikayetlerin yaşlanmaya veya sigara kullanımına bağlı geliştiğini düşünüyor. Ayrıca, hastaların yüzde 30’unda parmak uçlarında genişleme de (çomak parmak) görülüyor. Bu şikayetlerin dışında halsizlik, güçsüzlük, iştahsızlık ve kilo kaybı da hastalığın diğer belirtileri arasında yer alıyor. İPF belirtileri astım ve KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) gibi hastalıklarla karışmasına neden olabiliyor. Hastalığın seyrinin takip edilmesinde de solunum fonksiyon testleri, altı dakika yürüme testi ve difüzyon testi gibi testlerden de yararlanılıyor. Erken tanı sayesinde akciğer fonksiyonlarında ileri düzeyde kayıp ortaya çıkmadan tedaviye başlanabiliyor.”
Kaynak: Bültenler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.