Hollanda için bugün dönüm noktası...
Hollanda için bugün dönüm noktası...
Hollandalılar ırkçı söylemler, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve Türkiye ile yaşanan diplomatik skandalın gölgesinde bugün sandık başına gidiyor.
14 partinin katıldığı seçimlerde Başbakan Mark Rutte'nin liderliğindeki Liberal Partisi (VVD) en güçlü parti olarak öne çıksa da hiçbir partinin tek başına iktidar şansı bulunmuyor. Aşırı sağla aynı söylemi paylaşarak, Hollanda vatandaşı Türk gencine “defol git” diyen, gazeteye “kurallara uymuyorsan ülkeyi terk et” ilanı veren, son olarak Hollanda'da yapılacak halk oylamasıyla ilgili etkinliği yasaklayan Rutte, sandıktan birinci olarak çıksa bile hükümeti kurmakta çok zorlanacak.
Rutte'nin VVD'sini, aşırı sağcı Geert Wilders'in liderliğindeki Özgürlük Partisinin (PVV) takip edeceği tahmin ediliyor. Üçüncü partiyken ikinciliğe yükselen PVV'nin oyundaki artış, ülkedeki ırkçılığın artmakta olduğunu gösteriyor. Bugün yapılacak seçimlerde sekiz partinin 10 ya da daha fazla milletvekiliyle parlamentoda yer alacağı düşünülüyor. Hollanda, Parlamenter sistem ile yönetilen bir ülke. Ülke adeta 100 yıldır bir koalisyonlar geleneği ile yönetiliyor.
Seçimlerde bir partinin yüzde 0.67 oranında oy alması parlamentoya girmesi için yeterli oluyor. Ülke siyasetinde, merkez sağ ve soldaki üç ana partiye destek zaman içinde hızlı bir düşüş gösterdi. Üç partinin paylaştığı oy oranı 1980'lerde yüzde 80'den fazla iken, oranın bu sene yüzde 40'a kadar düştüğü belirtiliyor. Bu da Wilders'ın PVV'si gibi partilerin ülke siyasetinde belirleyici konuma gelmesine sebep oluyor. Merkez siyasetin erimesi Hollanda'yı bir sistem krizine iterek adeta ırkçı söylemin esiri haline getirmiş durumda. Bu da Hollanda'da seçimin galibinin şimdiden Wilders olduğu yorumlarına neden oluyor.
KAYNAK:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.