Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hayatını ortaya koyup, geçmişte yaşanılanları da samimi şekilde anlatıyor: “Allah bizi affetsin, milletim bizi affetsin” diyor.

Erdoğan’ın darbe sürecinde hayatını ortaya koyarak gösterdiği cesareti görmezden gelen ve şimdi yaptığı itirafı fırsat bilen ahlaksızlar, “Allah affetsin demekle olmaz. İstifa etmesi gerekir”itirazında bulunuyorlar.

Bir anlığına bu teklifi kabul edelim.

Erdoğan istifa etsin.

Erdoğan istifa ettikten sonraki 2 ay içinde, Fetullah Gülen’in Türkiye’ye gelip devletin tepesine geçmesinden küçücük bir şüphe duyan var mı?

Bence olamaz!

O zaman Erdoğan’ın istifasını isteyen ya FETÖ’cüdür ya da fetö’nün şantajı altında, yediği haltların ortaya çıkmasından çekinen korkağın tekidir..

•

Sadece Tayyip Erdoğan’a “istifa etsin” diyenler değil.

Van eski savcısı Ferhat Sarıkaya’ya yönelik lince girişenler de aynı konumdadırlar.

3000 savcı ve hakime görevden el çektirilmiş... Yüzlercesi gözaltına alınmış... Öncesinde 17-25 Aralık’tan bu yana 2,5 senelik süreçte, onlarca polis müdürünün ifadesi alınmış.

Yüzlerce insan açıklamalar yapmışlar..

Ama hiçbirisi, Sarıkaya’nın somut anlatımı kadar, samimi şekilde örgütü deşifre edecek tek ifade vermemiş.

Ama birileri..

“Yücel Aşkın’a yapılanın hesabını versin” ile başlayıp..

“Sarıkaya hâlâ FETÖ’cüdür. Numaradan itiraf ediyor gibi görünüyor” iftiraları ile devam ederek Sarıkaya’yı susturmak istiyor.. 

Savcı Sarıkaya’nın verdiği bilgileri önemsizleştirmek istiyorlar..

Savcı Sarıkaya’nın “Bildiklerimi anlatma konusunu ailemle de konuştum”beyanatı, aslında her şeyi özetliyor.. 

Anlayan anlamıştır, savcı Sarıkaya, “İtiraflarım sebebi ile, beni öldürebilirler” diyor..

Ve canını ortaya koyan bu savcıya karşı..

Bir avuç kendini bilmez..

“İyi de Yücel Aşkın’ın cezaevinde yattığı ayların hesabını nasıl vereceksiniz” diyerek, işi sulandırıyor, örgütü çökertecek nitelikteki bilgilerde şüphe doğurmaya çalışıyor...

“İyi de, Yücel Aşkın’a, Yaşar Büyükanıt’a kumpas kuran Ferhat Sarıkaya, şimdi de belki FETÖ’ye kumpas kuruyor” diye düşünebilirsiniz..

Yücel Aşkın ve Yaşar Büyükanıt’a kumpas kurulmuş olsa idi..

Savcı Ferhat Sarıkaya’nın şimdiki itiraflarını da şüphe ile karşılayabilirdik.

Ama getirin Şemdinli dosyasını.. Getirin o eski PKK’lının dükkanına atılan el bombası dosyasının delillerini..

Getirin Yücel Aşkın’ın üniversiteye aldırdığı tıbbi malzemelerle ilgili dosyalardaki bulguları..

Bağımsız bir mahkemede, yeniden yargılama yapın..

O sanıkların mahkum olacaklarına ben garanti verebilirim..

Teşhisi doğru yapalım.

2005’te.. 2006’da..FETÖ’nün yargıda kimseye kumpas kurabilecek gücü yoktu..

Bulmuşlar garibim bir savcıyı..

Arkasını sıvazlamışlar.

Kimsenin imza atmaya cesaret edemediği, içeriği doğru iddianameyi imzalatmışlar..

Eğer o iddianame, sanıklara iftira içeriyor olsa idi..

Ferhat Sarıkaya’nın sadece savcılıktan ihracı ile yetinmezler.. 

İftiradan mahkum da ettirirlerdi.

Düşünsenize, o tarihte HSYK.. Başsavcılıklar.. Ağır cezalar..

Yargıtay, Danıştay, YÖK ve TSK.. Tümü ile solcuların elinde idi.

Eğer Ferhat Sarıkaya’nın iddianamesi iftira içerikli olsa idi..

Onu bir kaşık suda boğarlardı.

Sadece savcılıktan ihraç ile yetindiklerine göre, olay, doğruyu söyleyenin 9 köyden kovulmasından ibarettir. 

Sonuç: Kimse, Erdoğan ve Sarıkaya’nın samimi beyanlarını istismara kalkışmasın. Gerçekler, ayaklarına dolanır.