Ekonomistler Merkez Bankası'ndan faiz artışı bekliyor
Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) perşembe günkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizinde artış yapacağını tahmin ediyor.
PPK toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, muhtemel faiz artışının aslında enflasyondaki son seviyeye bir tepki olarak düşünülebileceğini, bir anlamda sinyal etkisi taşıyacağını belirtti.
3 Eylül'deki yüksek enflasyon rakamlarından sonra TCMB'den gelen yönlendirmenin kesin bir faiz artışı olacağına işaret ettiğini söyleyen Saltoğlu, "Şahsen 500 puan kadar yüksek bir artış beklemiyorum. Ama 300-350 baz puan arası bir artış sanki daha makul geliyor. Yoksa özellikle makroekonomik olarak çok özel bir etkisi olmayabilir gelinen noktada. Kur ataklarına belki çare olmaz ama kur dalga boylarının belirli bir oranda sınırlanmasına faydalı olabilir." diye konuştu.
Saltoğlu, burada piyasanın, TCMB'nin tepki verip veremeyeceğine ilişkin kafa karışıklığını sınamış olacağını ifade ederek, "Gelinen nokta itibarıyla zaten kredi ve mevduat faizleri bu seviyedeyken TCMB'nin faiz artışı illa bu faizleri de ileri itecek diye bir sonuç da çıkarmamak lazım." dedi.
Özellikle TCMB faizinin daha uzun vadeli faizlerde olumlu ve aşağı yönlü etkisinin olduğunu söyleyen Saltoğlu, şunları kaydetti:
"Hele bir de OVP ile ilgili olumlu bir adım atılırsa... Karar metninde özellikle geç likidite penceresi gibi ek unsurların ilerde kullanılıp kullanılmayacağı sinyalleri aranabilir. Bu şekilde efektif olarak gerektiğinde daha yüksek faiz seviyelerine ulaşılabilir. Enflasyonla ilgili TCMB beklentilerine ilişkin metinde neler yazıldığının önemi olacak. TCMB'nin büyümenin hangi hızda yavaşlayacağına yönelik mesajları da bu karar metninde aranacak. Özetle TCMB'nin önemli bir toplantısı olacak, sonuçları ciddi anlamda konuşulacaktır."
"ATILACAK FAİZ ADIMI KURDA STABİLİZASYONUN ÖNCÜSÜ OLABİLİR"
Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal da TCMB'nin son faiz kararında sözlü yönlendirme (forward guidence) olarak "koruma" dediğini, geçen haftaki açıklamasında ise "parasal duruş yeniden şekillendirilecektir" demesiyle birlikte oluşan faiz artışı beklentisinin, hem 10 yıllık tahvil faizlerinde hem de kurda gerilemeye neden olduğunu söyledi.
Üstelik bu dönemde dolar endeksinin 95-95,5 bandına yerleşirken, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de yüzde 2,83'ten 2,95'lere yükseldiğini belirten Atılal, 10 yıllık ve gösterge tahvil faizi farkının 5,05 puan seviyesinde bulunduğunu ifade etti.
Atılal, "Merkez Bankasının kötüleşen dolar/TL kısa vade zımni oynaklık oranlarını, TÜFE-ÜFE enflasyon beklentilerini göz önüne alarak, yıllık TÜFE'nin yüzde 17,90 seviyesinde olmasına karşın politika faizinin yüzde 17,75'te bulunması ve bunun da pozitif reel faiz sunmadığını görerek ve de Orta Vadeli Programı (OVP) da gözeterek TCMB'nin politika faizinde 250 baz puanlık artış yapmasını beklemekteyiz." diye konuştu.
Faiz artışı ile kısa vadede sıcak paranın çekebileceğini dile getiren Atılal, gelişmekte olan pazarlar arasında oluşan olumsuz algının hafifletilmiş olacağına dikkati çekti.
Baki Atılal, şunları kaydetti:
"Uzun vadeli faizler enflasyon beklentisi, kısa vadeli faizler ve risk priminden etkilenmektedir. Atılacak kısa vadeli ortodoks adımlar kısa vadeli faizler ve enflasyon beklentilerinin törpülenmesine neden olacaktır. Risk primi konusunda ise Merkez Bankasına yapabileceğimiz tek atıf bağımsızlık vurgusudur ve kazanacağı ise kredibilitedir. Siyasal ve jeopolitik gelişmeler, OVP'nin kompozisyonu, atılan faiz adımının ve risk priminin düşmesi üzerinde ana etmenlerdir. Buradan sağlanan çıkarımlar ise faiz artışının kur ataklarına karşı koymasına neden olacaktır. Atılacak faiz adımı kurda stabilizasyonun öncüsü olabilir. Burada açıklama metni ve OVP'ye çok önem atıf edilmektedir. Ancak enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlandıktan sonra piyasa faizleri geri çekileceği için yatırımları ve dolayısıyla potansiyel büyüme kapasitesini artırma şansına sahip olabileceğimiz de unutulmamalıdır."
Atılal, PPK'nın karar metninde vereceği mesaja ilişkin, "Bundan sonra yapılması gereken; parasal sıkılaştırmanın enflasyon beklentilerinde hedefler ve piyasa beklentileri doğrultusunda normalleşme görünene kadar devam edeceğinin kararlı vurgulanması, beklentileri karşılayacak daha ortodoks bir yol haritasının açıklanmasını umuyorum." ifadelerini kullandı.
KAYNAK:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.