Deprem sonrası hukuki haklarınız neler?

Yayınlanma:
Güncelleme: 09 Mart 2020 12:25
Deprem sonrası hukuki haklarınız neler?

Kahramanmaraş’ta olası beklenen Deprem ile ilgili Diriliş Haber Gazetesi olarak gündemin nabzını tutmaya devam ediyoruz.

Olası beklenen Kahramanmaraş depreminde vatandaşların hukuki anlamda ne gibi hakları var, bu hakların korunması ve kullanılması ile ilgili Kural Hukuk Bürosu avukatlarından Ömer Furkan Demir ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Deprem sonrası yaşanacak hak ihlalleri ve vatandaşın buna karşı izlemesi gereken hukuki süreçler hakkında önemli bilgiler paylaşan Demir, DASK vurgusu yaptı.

 “Öncelikle bu noktada hukuki sorumluluğun depremden önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılır. Deprem öncesi deprem anı ve sonrası olarak bu süreci takip etmek daha anlamlı olur.

Deprem öncesinde DASK zorunlu hale getirildi. Bundan önce DASK olmayan binalar mevcuttu. Vatandaşlarımızın kesinlikle Deprem Sigortası yapmaları gerekmektedir.

DASK sigortası yaparken vatandaşlarımızın düştüğü en büyük yanlışlardan birisi de evinin metrekaresini düşük göstermek kaydıyla deprem sigortasını ucuza mal etmek istiyorlar. Bu yanlışa kesinlikle düşmemeliyiz. Deprem sonrasında ev ile ilgili bilirkişi raporu alındığı zaman, DASK’a giöre bir değerlendirme yapıldığı için tazminat miktarları da vatandaşın verdiği metrekare üzerinden doğru orantılı olarak ölçüldüğü için tazminatın daha düşük çıktığı görülmektedir.

Burada vatandaşımızın yapacağı en mantıklı şey metrekare üzerinden bir oynama yapmamak kaydıyla, DASK sigortasını yaptırmaktır.

Devletin yapacağı herhangi bir denetimde eğer DASK üzerinden kasti olarak yanlış bilgi verildiği anlaşılması durumunda, vatandaşlarımızın cezai sorumluluğu olacağını bilmeleri lazım.”

deprem-sonrasi-hukuki-haklariniz-neler1.jpg

DEVLET TEMEL YAŞAM İHTİYAÇLARINI KARŞILAR

Deprem anında veya sonrasındaki hukuki süreç nasıl işlediğini de anlatan Demir, ev sahiplerinin yaptığı anlaşmaların büyük önem taşıdığının altını çizdi. Devletin insanların barınma, giyinme, sosyal devlet gereği olan eğitim sorumluluğunu kamu olarak bütün ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olduğunu ifade eden Demir şu ayrıntıları verdi:

“Öncelikle bu konuda müteahhitlerle vatandaşlar, müteahhitlerle belediye ve diğer kurumlar arasında yapılan sözleşmeler çok büyük önem taşıyor. Maalesef ülkemizde binaların denetimi konusunda bazı aksaklıklar olduğu için vatandaşlarımızın da bu konunun üzerine düşmediği görülüyor.

Belediyeye sunulan yapı kullanım izni, inşaat ruhsat izni, tapuya sunulan yapı kullanım izni ve vatandaşın imzaladığı sözleşmelerin birbirine uyması lazım.

Taşınmazların satın alımı konusunda adi sözleşmeler yani vatandaşlarla müteahhitler arasında yapılan sözleşmeler noterde yapılması lazım. Bunların avukat kontrolünde yapılması çok daha sağlıklı ve mantıklı bir sonuç doğuracaktır. Çünkü avukatın danışmanlığı sürecinde herhangi bir hukuki sorun yaşanmayacaktır.

Türkiye’nin yüzde 93 deprem bölgesi içerisinde. Bununla birlikte olası bir deprem halinde öncelikle kat maliklerin uygulaması gereken bazı hususlar mevcut.

Deprem gerçekleştiği anda idarenin sorumluluğu belli kıstaslarla çevrilidir. İdarenin kusurlu ve kusursuz sorumluluğu vardır.

Kusursuz sorumluk bağlamında deprem esnasında sadece şahsın tazminatını şahsın zararını ilgilendirmeyen sadece kamunun zararını önleyen tedbirler alması lazım. Örneğin deprem hasar tespit çalışması,  Barınma imkanı olmayan vatandaşların barınma imkanı sağlanması zararların tespit edilmesi sonrası idarenin yapması ve sonrasında tüm vatandaşlarına karşı olan sorumluluğudur.

Depremden zarar gören insanların barınma, giyinme, sosyal devlet gereği olan eğitim sorumluluğunu kamu olarak bütün ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür.

Her durumda devlet evi yıkılan şahsın bütün zararlarını ödemekle yükümlü değildir. Bu konuda danıştayın emsal kararları vardır. Vatandaşlarımızın bu beklentilerin içerisine girmesi doğru değildir. Bizim en büyük sorunumuz deprem öncesi ve sonrası önlemleri almıyoruz. DASK sigortasını yaptıktan sonra devletten tazminat konusunda bazı beklentiler içerisine girebilir.

Deprem anında devletin kusursuz sorumluluğu olmadığına dair Danıştay’ın net kararları vardır.

Mahalli idarelerin sorumluluğuna gelecek olursak, daha önceki dönemlerde yapılaşmanın riskli olduğu bölgelere verilen yapı izinleri geçmiş dönemlerde sıkça veriliyordu. Artık bu daha sıkı bir denetimle DASK yaptırmadan ev almak artık mümkün değil. DASK’ın olması gereken yerde eğer DASK yoksa idare buradaki kusuru veya eksikliği gidermekle yükümlü değildir.

Kahramanmaraş’ta büyük bir depremin beklendiği artık her kulvarda söylenen bir gerçek. Bu konuda vatandaşlarımızın tedbirlerini önceden almasını tavsiye ediyorum.”

ZARAR GÖREN HER EVİ DEVLET ONARACAK DİYE BİR ŞEY YOK

‘Devlet hangi durumlarda sorumludur?’ sorusuna cevap veren Demir:

“Yapılan yapıların deprem fay hattı üzerinde olup olmadığı eğer riskli bir bölgedeyse ve buna yapı kullanım ruhsatı verilmişse burada idarenin bir eksikliği olduğu anlamına gelir.

Yapı kullanım izni, ruhsat iznini hukuka aykırı bir şekilde riskli bölgelere verilmişse eğer idarenin kusurlu işlemesinden kaynaklı olarak idare sorumludur.

Yapıların idare tarafından denetlenme zorunluluğu vardır. Bu denetim esnasında yapılacak herhangi bir aksaklık ve benzeri sorunlardan dolayı idarenin sorumluluğu vardır.

Hizmetin işleyişinde geri planda kalmışsa, denetim hiç olmamışsa veya eksik kalmışsa idare kısmı olarak sorumludur.

Deprem olduktan sonra idare alması gereken önlemleri almadıysa vatandaşlara binaya girmeme konusunda uyarı yapmamışsa, barınma ihtiyacı olan insanlara barınma yeri sağlamamışsa, bu noktada idarenin sorumluluğu söz konusu olacaktır.

İdarenin eksikliğinden kaynaklı olan olaylarda idare bütün zarardan sorumlu değildir. Deprem anında devlet bilirkişi vasıtasıyla zarar ve ziyan tespiti yapılacaktır.

Devletin işleyişinin geç işlemesi veya hiç işlememesi konusunda idare bilirkişilerin hazırladığı raporlara sunduğu oranlar doğrultusunda sorumludur.

Zarar gören binaların tamamının zararını devlet giderecek diye bir olay kesinlikle yoktur.

Kusur oranlara çerçevesinde zararlar giderilir.”

HERŞEYİ DEVLETTEN BEKLEME

Depremde zararın önlenebilmesi için özel sektörle dönüşümlü tedbirler alınması gerektiğini ifade eden Demir vatandaşın her şeyi devlet elinden beklememesi gerektiğini ifade etti.

“Vatandaşımız her şeyin devlet eliyle yapılmasını bekliyor yapı kullanım iznine uygun bir şekilde kentsel dönüşümlerin sağlanması, yapılan yapıların sağlamlığının daha sağlam bir yapı haline getirilmesi için kat maliklerinin de bu işin altına elini koyması lazım.

Vatandaşlarımız maalesef zarar meydana geldikten sonra işin çözümüne bakmaya çalışıyor. Halbuki zarar meydana gelmeden önce bizimle sağlıklı bir iletişim kurmuş olsa veya başka birimler ile depremden zarar görme olasılığı daha hafif olacak.

Deprem sonrası yapılacaklar için vatandaşlarımızın deprem öncesinden hukuk alanındaki avukatlardan bilgi alması lazım. Hukuki yardım çok önemli bir noktadadır.

Kanunlarımız deprem konusunda vatandaşımızı ve idareyi harekete geçirmesi konusunda yeterli değildir. Kahramanmaraş’ın merkez noktasında birçok bina deprem konusunda yetersiz olası bir Kahramanmaraş depreminde vatandaşlarımızın hem kanuni hem hukuki anlamda yeterli bilgi ve donanıma sahip olması lazım.

Bu donanımlar için illa depremin olmasını beklememek gerekiyor. Buradan vatandaşlarımıza sesleniyorum. Hukuki anlamda deprem haklarınızı öğrenmeniz en doğal ve en tabi hakkınızdır. Deprem sonraki süreçte hayatınızı idame ettirecek ve psikolojik olarak yıpranmanızı hafifletecek en önemli unsurlardan bir tanesi sosyal hayatınızın düzeni girmesidir.

Buna da ancak ve ancak sosyal haklarınızı tamamen bilmeniz durumunda gerçekleşir.

Bunun için alacağınız hukuki yardım sizin için hayati bir öneme sahiptir.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.