DAVUTOĞLU'NDAN FLAŞ SURUÇ ÇAĞRISI
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde gerçekleştirilen terör saldırısı sonrasında 3 partiye teröre karşı ortak deklarasyon yayınlama çağrısında bulundu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis'te grubu bulunan dört partiye, teröre ve şiddete karşı bir deklarasyona imza atalım çağrısında bulunduğunu belirterek, "Akıl üretme çabası içerisine girmiş olduğumuz bu günlerde bu saldırının hedefi Türkiye’dir, Türkiye demokrasisidir diyorsa, şimdi dört genel başkanın da bir araya gelerek ortak bir deklarasyona imza atmamız lazım. Ben bunu yapmaya hazırım" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi yakınlarında bir basın açıklaması esnasında meydana gelen ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği patlamaya yönelik Başbakanlık Çankaya Köşkü'nde basın açıklamasında bulundu. Davutoğlu, “Buradan bütün partilere çağrıda bulunuyorum. Meclis'te grubu bulunan partilere, ilk tur görüşmelerini yaptıktan sonra yaptığım çağrıda terörü ve şiddete karşı dört partinin genel başkanları olarak bir deklarasyona imza atalım diye çağrıda bulunmuştum. O zaman terör saldırısı yoktu ama yüreğimizden gelen bir ses, Türkiye’nin her türlü tehdide karşı ortak bir tavır sergileme ihtiyacı içerisinde olduğunu söylüyordu. Aslında yıllardır bu böyle, şimdi bu noktada dört partinin genel başkanları olarak tam da hükümet ortaklığı yapma çabası içerisine girmişken, Türkiye 7 Haziran’dan sonra birçok kriz, gerilim bekleyenlerin aksine tam siyasi olgunlukla siyasi parti genel başkanlarını bu anlamda yürüttüğümüz temaslarda gösterdikleri misafirperverlik için bir kez daha teşekkür ediyorum. Tam da böyle bir ortak akıl üretme çabası içerisine girmiş olduğumuz bu günlerde bu saldırının hedefi Türkiye’dir, Türkiye demokrasisidir diyorsa, şimdi dört genel başkanın da bir araya gelerek ortak bir deklarasyona imza atmamız lazım. Ben bunu yapmaya hazırım” diye konuştu.
“NEREDE, NE TEDBİR ALINACAKSA ALACAĞIZ”
Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Olayın olduğu anda partimi ve hükümetimi suçlayanlara da seslenerek söylüyorum. Nerede, ne tedbir alınacaksa alacağız. Hangi ortak tavır bulmamız gerekiyorsa bulacağız. Hem Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak hem de parti genel başkanı olarak bütün parti liderlerine gün bugündür diyorum. Bu DEAŞ terör örgütü başta olmak üzere hangi terör örgütü Türkiye’yi hedef almışsa, hangi terör örgütü kamu düzenini, halkımızın özgürlüğünü, güvenliğini heder almışsa işte meydan bu meydandır. Siyaset, erdem, hikmet bu günlerde belli olur” şeklinde konuştu.
“DÖRT PARTİNİN GENEL BAŞKANI ORTAK BİR TUTUMLA BİR ARAYA GELENE KADAR GEREKİRSE HER GÜN BU ÇAĞRIYI YAPACAĞIZ”
Grup başkanvekillerine talimat verdiğini ifade eden Davutoğlu, “Bütün başkanvekilleri ile görüşecekler. Olumlu bir cevap almamız halinde yarın dört partinin genel başkanları olarak bu deklarasyonla hem bu terör örgütlerine karşı hem de dünyaya yönelik olarak en doğru mesajı vermiş oluruz. Ümit ederim ki bu çağrımız karşılıksız kalmaz. Bu çağrıyı netice alana kadarda sürdürmeye kararlıyım. Dört partinin genel başkanı ortak bir tutumla bir araya gelene kadar gerekirse her gün bu çağrıyı yapacağız” ifadelerini kullandı.
Medyaya da çağrıda bulunan Başbakan Davutoğlu, medya özgürlüğünün esas olduğunun altını çizerek, “Tam böyle kritik günlerde rahmetli başsavcımız şehit edildiği günde yaptığım çağrıyı medyaya da yapmak istiyorum. Bütün özgürlüklere önem verin, ama özgürlüklerin en büyüğü yaşama özgürlüğüdür. Bu yaşama özgürlüğüne karşı tavır sergilendiği zaman medyamızın, hep beraber bu tavra karşı ortak bir sorumluluk ve duyarlılık içinde yaklaşması ve terör örgütlerinin kullanabileceği bazı malzemelerin, kullanılmasına izin vermemesi, terör örgütlerinin ortaya çıkarmaya çalıştığı panik havasına katkıda bulunmaması medya sorumluluğunun da bir parçasıdır. Bütün medya kuruluşlarımıza çağrıda bulunuyorum. Gün bugündür, dayanışma günüdür. Basın özgürlüğünü koruma yanında hepimizin insan hayatını koruma yönünde, buna kasteden terör örgütlerine karşı ortak tavır alma yönünde de medyamızın sürdürdüğü duyarlı tavrı devam ettireceğine inancım tamdır” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ HER ZAMAN GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMIŞTIR, ALMAYA DA DEVAM EDECEKTİR”
Yaşanan olay üzerinden Türkiye’de yeni bir şiddet dalgası oluşturmak isteyenlere seslenen Başbakan Davutoğlu, “Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum; olay olduktan sonra gerek AK Parti gerekse hükümetimizi DEAŞ’i desteklemekle itham eden ve bu konuda sosyal medyada sanal bir kampanya yapanlara sesleniyorum; DEAŞ’ı terör örgütü olarak ilk ilan eden ülke Türkiye’dir. DEAŞ’a karşı her türlü tedbiri içeride ve dışarıda almıştır. Burada da soruşturma devam edecek. İlk bulgular canlı bomba ve DEAŞ’ı işaret eden mahiyettedir. Soruşturma tamamlanmadan hüküm vermek zordur. Üzerine gideceğiz, sorumluları çıkaracağız. Ama DEAŞ dönük olarak şu ana kadar hükümetimize ve partimize dönük olarak DEAŞ’a destek gibi son derece anlamsız, tehlikeli bir iftirayı atarak halkımızı kışkırtmak isteyenlere karşı da şunu söylüyorum; DEAŞ sadece Suriye halkına değil Türkiye’ye de tehdit oluşturan bir suçlu örgütüdür. Buna karşı tedbir konusunda da Türkiye Cumhuriyeti her zaman gerekli tedbirleri almıştır, almaya da devam edecektir. Bu tür istismarla halkımızı sokağa çıkmaya davet edenler ya da halkımızı birtakım provokatif haberlerle, yeni bir takım çatışmalara sürüklemek isteyenler aslında bu terör örgütüyle işbirliği yapan çevrelerdir. Şimdi bu tür istismarlara yönelmek yerine hepimizin göstermesi gereken tavır birlik ve beraberliktir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve AK Parti hükümetleri, AK Parti hiçbir zaman hiçbir terör örgütüne destek olmadığı gibi müsamahakar da davranmamıştır” şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"78 milyon vatandaşımıza, halkımıza çağrıda bulunuyorum. Sağduyuyu muhafaza ediniz. Türkiye’de seçimler sonrasında yeni bir hükümet oluşturma çabası içerisinde, ülkemizin geleceği, istikrarı ve istikbali konusunda son derece duyarlı siyasi kadrolar vardır. Sağduyu içerisinde devletinize ve milletimizin derin irfanına güveniniz. Bu çerçevede alınması gerek her türlü tedbir alınacaktır. Sorumlular mutlaka bulunacak. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Türkiye’nin geleceği için atması gereken adımları atar, bütün güvenlik birimlerimizle de toplandık. Bundan sonra atılacak adımları planladık. Bu adımları atma konusunda da bir anda tereddüt etmeden kararlı bir şekilde gereken çalışmalar yürütülecektir."
“HDP YETKİLİLERİNE DE, BU SALDIRIYA KARŞI SERGİLEDİKLERİ TUTUMU ADIYAMAN’DAKİ SALDIRIYA VE ŞEHİT ASKERİMİZE KARŞI DA TUTARLILIK İÇİNDE BEKLEDİĞİMİZİ İFADE ETMEK İSTERİM”
Başbakan Davutoğlu, canlı bomba olma ihtimaline yönelik bir soru üzerine, “Bulgularımız ve bana aktarılan bilgiler canlı bomba olma ihtimalini çok yüksek oranda tutuyor” ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, canlı bombanın kimliği ve polis tarafından kişinin takip edilip edilmediğine ilişkin olarak, “Şu ana kadar saldırganın kimliği tespit edilemedi. Zaten canlı bomba ihtimali de bunun üzerinden yürütülüyor. Diğer kaybettiğimiz vatandaşların tümünün beden bütünlüğü anlamında sorun yok ama bir cenaze ciddi bir şekilde bütünlüğünü kaybetmiş durumda olması sebebiyle canlı bomba ihtimali üzerinde yoğunlaşılan bir durum söz konusu. Kimlik tespiti yapılır yapılmaz bağlantıları ve kökeni nereye giderse gitsin bütün irtibatları tespit edilip gereken çalışmalar bu çerçevede yürütülecek ve kimlik tespiti yapılır yapılmaz kamuoyuna duyurulacak” şeklinde konuştu.
Davutoğlu olayın arkasında Suriye rejiminin olup olmadığına dair soruya, “Bu saldırının eğer canlı bomba ise ve Kobani’de o anda gerçekleşen patlamalar söz konusu olduğunda DEAŞ ihtimali güçleniyor. Ama nihai hüküm verecek noktada değiliz. Reyhanlı saldırısında olduğu gibi başta farklı görüntü içinde çıkmış olmakla birlikte sonra rejim irtibatları açıkça ortaya kondu. Elimizdeki verilerden hareketle söylüyorum; bunun canlı bomba ihtimali yüksektir. DEAŞ başta olmak üzere bütün ihtimaller güvenlik birimlerimiz tarafından araştırılıyor. Kim olursa olsun, kim yapmış olursa olsun bu saldırı Türkiye’ye dönük bir saldırıdır” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, HDP eş başkanlarının yaptığı açıklamaya ilişkin olarak ise şunları kaydetti:
“Eğer bir güvenlik ve istihbarat zaafı varsa, bütün soruşturma yapılıyor. Kimde herhangi bir ihmal söz konusu olmuşsa, bunun da gereği yapılır. Türkiye bir hukuk devletidir, böyle bir eksiklik varsa, bunu takip etmenin yöntemleri bellidir. Olay olduktan kısa bir süre sonra, olayı yapanları saldırganlardan çok hükümeti ve AK Parti’yi suçlamak sorumsuzluktur. Olayı yapanların ekmeğine yağ sürmektir.”
Paris’te DEAŞ’ın saldırı yaptığında hükümetin suçlanıp suçlanmadığını sorgulayan Davutoğlu, “Bazılarının niyeti üzüm yemek değil, bağcı dövmek ise bu olayı istismar ederek, daha önce örnekleri olduğu gibi büyük şiddet sarmalına yönelmekse, buna karşı da bütün halkımızı sorumluluk içinde davranma konusunda çağrıda bulunmamızın sebebi budur. Kesinlikle partimize ve hükümetimizi yapılan tüm ithamlar gerçek dışıdır. Herkesten daha çok Türkiye Cumhuriyeti hükümeti DEAŞ terörüne karşı tedbir almıştır. Daha çok DEAŞ Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ve Türkiye’ye dönük tehdit odağı oluşturmaktadır. HDP ziyaretinde bu konuda ellerinde belge varsa, ortaya koymaları gerektiğini söyledik kendilerine, ellerinde belge yoksa, Türkiye’yi itham ederek, temsil ettikleri halkın, seçmen kitlesine saygısızlık olacağını ifade ettim. Türkiye tam bugünlerde bu ülkenin huzuru hepimizin huzurudur. Bunu sahiplenmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. HDP yetkililerine de, bu saldırıya karşı sergiledikleri tutumu Adıyaman’daki saldırıya ve şehit askerimize karşı da tutarlılık içinde beklediğimizi ifade etmek isterim. Terörün ‘şu niteliği bizim için uygundur, şu terör şu hedefe yönelirse, tehdittir, şu terör mazur görülmelidir’ dendiği anda bir ülkede meşru siyaset yapma alanı kalmaz. Hangi terör olursa olsun onun karşısındayız ve DEAŞ başta olmak üzere bu saldırıların müsebbibi kim varsa, hepsine dönük tedbirleri almaya hazırız” değerlendirmesini yaptı.
HDP'lilerin halkın kendini korumasına yönelik yaptığı çağrılara yönelik ise Davutoğlu, “Türkiye’de özel güvenlik diye bir husus yoktur. Türkiye Cumhuriyeti devleti bütün sınırları içinde her bir santimetre karesinde güvenliği meşru güvenlik birimleri sağlar ve meşru güvenlik birimleri dışında kim kendisinden menkul bir tedbir almaya kalkarsa, kendisinden menkul bir tutum sergilemeye kalkarsa, güvenlik birimlerimiz gerekli tedbiri alır. Bir daha 6-7 Ekim gibi olayların yaşanmasına izin vermeyiz. Bu konuda herkesi duyarlı ve sorumlu davranmaya davet ediyorum. Türkiye ne Suriye’dir ne de Ukrayna’dır, ne de herhangi başka ülkedir, muktedirdir, her bir santimetrekaresi bedeli ne olursa olsun vatandaşlarımızın her birinin güvenliği sağlama sorumluluğu meşru güvenlik birimlerine aittir. Güvenlik birimleri tedbiri alırken de, şu vatandaşın etnik kimliğine, mezhebine, siyasi ideolojisine bakmaz. Bütün vatandaşlarımızın canı bizim için kutsaldır” ifadelerini kullandı.
78 milyon vatandaşın her birinin canının ve onurunun kendilerine emanet olduğunu söyleyen Davutoğlu, dünyanın her yerinde terör vakası ile karşılaşıldığını kaydetti. Davutoğlu, “Birbirimizi suçlamak yerine, halkı provoke etmek yerine, yersiz ve mesnetsiz ithamlarda bulunmak yerine hepimizin ortak bir pozisyonda buluşmamız lazım. İşte sınav günü bugün. Grup Başkanvekillerimiz temas halinde. Gelin ortak bir deklarasyona imza atalım. En açık ve net ifadeyle bütün terör örgütlerine karşı, şiddete karşı her türlü siyasi tutuma varız. Ama terör örgütlerine karşı tavır almak yerine, meşru hükümete, meşru güvenlik birimlerine karşı tavır almaya yönelinirse, Türkiye’yi kaosa sürükleme isteyenlere karşı da güvenlik birimlerimiz talimatlandırılmıştır, Türkiye'nin hiçbir köşesinde, köyünde daha önce yaşandı türde olayların yaşanmaması için her türlü tedbiri alırız” şeklinde konuştu.
'Türkiye’de IŞİD’e yönelik yapılan operasyonlara karşı misilleme mi yapıldığı' sorusu üzerine ise Davutoğlu, “Türkiye DEAŞ ve benzeri örgütlerin Türkiye içinde tehdit oluşturmaması için her zaman tedbir almıştır, almaya da devam etmektedir. Bu tedbirlerin bir rahatsızlık doğurduğu aşikardır. Ama bu tahkikat bitmeden bir şey söylememiz zor. Türkiye’de terör tehdidine karşı alınacak tedbirler konusunda hiçbir kaygı ve zaman kaybı getirecek tereddüt söz konusu olmayacaktır. Bu konuda mücadelemiz Türkiye içinde ve dışında şimdiye kadar olduğu gibi sürdürülecek. Sınırdaki alınacak tedbirler daha da arttırılarak sürdürülecek. Ama vatandaşlarımız şunu göz önüne alması lazım; Türkiye’nin etrafında şu anda yaşadığı istikrarsızlıklar, iç gerilimler, çatışmalar Türkiye’deki iç huzuru da etkileyecek mahiyete dönüşebiliyor. ‘Türkiye’de kamu güvenliğini esas almak lazım’ diyoruz. ‘Türkiye’de kamu güvenliğini, düzenini bozacak eylemlere karşı hep beraber davranalım’ diyoruz. Kamu düzeninin bozulduğunda nelerin yaşanabildiğini çevre ülkelerden görüyoruz. Kamu düzenini, özgürlüklerimizi koruyacağız ama en önemlisi de demokrasimizi koruyacağız. Çünkü, demokrasinin olmadığı ülkelerde kamu düzeninin, özgürlüklerin nasıl yok edildiğini görüyoruz. Her şeyin demokrasi içinde tartışıldığı zaman, demokratik haklar, özgürlükler çerçevesinde ele alındığında mutlaka bir çözüm bulunur. Bu terör örgütleri Türkiye’ye düşmandır, Türkiye yaşayan demokrasi olarak İslam dünyasında tam da onların temsil ettiği ideolojiye karşı doğrudan panzehir ve o ideolojiler karşısında tek alternatif olabilecek sağlam bir siyasi yapıya sahiptir. Hepimizin öncelikli görevi bu kamu düzenini ve bu siyasi yapıyı korumak olmalı. Gün birbirimizi itham etme günü değil, omuz omuza verme günü. Gün uluslararası bazı çevrenin istekleri doğrultusunda AK parti ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerini DEAŞ ile birlikte gösterme çabası içine girme günü değil. AK Parti ve diğer partiler omuz omuza vererek, teröre karşı güçlü bir siyasi irade çıkarma günüdür. Yarın Suruç’ta ertesi gün başka bir yerde ama Adıyaman’da da, askerimize karşı yürütülen saldırılarda da, güvenlik birimlerimizin şehit olduğu saldırılarda da ortak resim vereceksek, o zaman Türkiye huzura, sükuna kavuşur, o zaman bugün yapılan açıklamalar bir samimiyet testinden geçer. Her zaman her yerde teröre karşı omuz omuza vermeye hazırız” diye konuştu.
KAYNAK: İha
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.