Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu iş çok uzadı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu iş çok uzadı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump ile yapacağı görüşme Suriye’deki terör ve iç savaş konusunda milat olacak. Bu işin çok uzadığını söyleyen Erdoğan, “Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. 3 milyon insan bugün Türkiye’de. Ama yarın ne olacak. Bazı çareler bulmamız lazım” dedi.
Beyaz Saray’a Pekin’den seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin terör oyununa Türkiye’nin artık tahammülü kalmadığına işaret etti. Trump’la görüşmenin dönüm noktası olacağı mesajını tekrarlayan Erdoğan, “Bu iş çok uzadı. Başımızın çaresine bakarız” dedi.
ABD ile ilişkilerde tarihi bir süreçten geçiyoruz. Sizden önce Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ön temaslar yaptı, Trump’la da görüşüldü. Nasıl bir izlenim aldınız?
Ön heyet Trump ile görüşmedi, belki bir fotoğraf karesidir. Onlar Trump’ın altında diyebileceğimiz kişilerle temas ettiler. Bir ön bilgilendirme yaptılar. Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın ABD Adalet Bakanı ile yaptığı görüşme. Malum şahsa ait bir bilgilendirmedir. Diğerleriyle yapılanların hepsi Suriye ağırlıklı olarak oraya yönelik görüşmelerdir. PYD/YPG bunlarla ilgili olarak ABD’nin duruşuyla bizim duruşumuzu netleştirecek görüşmeler yapılsın ki işimiz kolay olsun diye atılan adımlardır. Birçok belgeler sundular. Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım... Biz bu ittifakı Türkiye’nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız. Bunu özellikle ifade etmem lazım.TEPEDEN
TIRNAĞA YALAN
ABD’nin PYD’ye verdiği destek konusunda bir tartışma var. ABD’de özellikle düşünce kuruluşlarında bu konu şu şekilde gerekçelendiriliyor: ‘Önceleri ABD Türkiye’den DEAŞ’la mücadelede yardım istedi fakat Türkiye önce direndi. ABD de (Obama yönetimi) o sırada PYD’ye yatırım yaptı.’
Bu tepeden tırnağa yalandır. Bunu kim söylüyorsa tamamıyla zırvadır, yalandır, uydurmadır, iftiradır. Bir kere, daha Amerika DEAŞ tehlikesini fark etmeden önce, Türkiye bunu fark etmiş ve ona karşı tavrını en sert şekilde ortaya koymuştur. Eğer biz bu tavrı ortaya koymamış olsaydık DEAŞ bu bocalamanın içine girmezdi. Irak’ta biz mi varız? Orada kim var? Koalisyon güçlerinin başında kim var? ABD var. DEAŞ Musul’a girdi mi, girdi. Ambar’a girdi mi, ne yaptılar? Hiç... Ama orada üssümüze saldırmaya yeltendiler, biz derslerini verdik. Bizim oradaki üssümüzü hazmedemediler. Biz dedik ki kusura bakmayın o üs orada kalacak. O üs Peşmerge’yi yetiştirdi. Ninova Muhafızları orada yetişti. Kime karşı? DEAŞ’a karşı. Bunu yapan biziz.
OBAMA’NIN İFTİRASIDIR
DEAŞ’a karşı bizim mücadele vermediğimizi söylemek Türkiye’ye ihanettir. Obama yönetiminin iftirasıdır. Bu dönemde Suriye ve Irak meselesini ne yazık ki burada Trump’ın kucağına bu şekilde bırakmıştır. Aşağıda Obama’nın ekipleri var. Onlarla beraber Irak ve Suriye’ye bakıyor. Ben de diyorum ki burada ne YPG’ye ne PYD’ye ihtiyaç yok. Bunlar terör örgütüdür. DEAŞ ile mücadele için YPG ile işbirliğini şart telakki etmek, aslında koalisyonun ve ABD’nin itibarını yok etmektir. Bu mücadeleyi biz, NATO’da birlikte olduğumuz güçlerle bu bölgedeki diğer ülkelerle, Suudi Arabistan başta olmak üzere Katar, Lübnan, Ürdün hep beraber pekala yapabiliriz. Bu terör örgütüne ihtiyacımız yok. Biz bunu Cerabslus, Dabık, Rai, El Bab’da ispat ettik... Şimdi diyoruz ki: Münbiç’te ve Rakka’da ispat ederiz. Zaten sayı ortada, belli. Ama söylediklerimiz ne yazık ki, başta Obama olmak üzere, ilgi uyandırmadı.
ONLARIN DA DEAŞ’IN DA HEDEFİ TAYYİP ERDOĞAN
Sayın Trump bir açıklama yaptı, ki bu bizim Obama’ya teklifimizdir. Dedik ki: ‘eğit-donat olayını biz yaparız.’ ‘Uçuşa yasak bölge ilan edelim’ dedik. Aynı zamanda ‘terörden arındırılmış güvenli bölge olsun’ dedim, bu benim ilk yaptığım açıklamadır. Trump da benzer açıklamayı yaptı. Biz bir taraftan da Özgür Suriye Ordusu’nu eğitiyoruz. Biz bu sayıyı daha arttırmak suretiyle SGD’ye SDF’ye ihtiyaç yok. Gerekirse ayrıca destek veririz ve meseleyi hallederiz. Baştan beri bunu söyledik, ne yazık ki buna itibar etmediler. Amerika’da bazı haddini bilmezlerin oyunlarıyla, yazılı görsel medyanın oyunlarıyla “Türkiye DEAŞ’a karşı gerekeni yapmadı” diyerek iftira etmeye kalkışıyorlar. Halbuki bu örgüte karşı en büyük mücadeleyi veren Türkiye olmuştur. Başından beri Tayyip Erdoğan neden, batı basınının olduğu gibi DEAŞ’ın da hedefindedir? DEAŞ’ın hedefinde ben varım. Kendi yayın organlarında benim boy boy resimlerim var. Bu iftirayı atanların bu yayın organlarında resimleri var mı? Yok. Biz inandığımız şeyi inandığımız şekilde yaparız. Bu yola bu şekilde çıktık, bu şekilde yürüyoruz.
TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI
’Trump ile görüşme nokta mesabesinde olacak’ dediniz... Belirleyici mi olacak?
İnşallah, ona dayanarak söyledim. Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına her şeyi A’den Z’ye bize ait. Biz ne zamana kadar bunu yapacağız. Aynı şey bir zamanlar Ürdün’de Filistinliler için oldu. Ürdün belli desteği aldı. Lübnan aynı durumda. Bugün belki yarına kadar bunu kaldırıyoruz. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olcak? Bazı çareler bulmamız lazım. Nitekim şu anda vatandaşlığa alma konusunu gündeme getiriyoruz. Ana muhalefetin başındaki, ‘ülkenin kendi vatandaşları aç’ diyor. Eğer işe gelme noktasında vasıflara haizse sen onu işe alırsın. Kaçak mı çalıştırsın, adam doktor, adam mimar... Açalım önünü adam çalışsın. Kaçak olarak çalıştıramazsınız. Vatandaşlık verdikten sonra çalışma imkanı verirsiniz. Kendi vatandaşın olup da kaçak çalışan var. Biz kayıt altına alalım istiyoruz. Bu şekilde kamplarda çok insan var. Bir ara Kanada Başbakanı “Vasıflı insanlar varsa ben 25 bin kadar alırım” dedi. Bunun için biz de bu tür insanları Türkiye olarak alırız. Bunun için kalkıp icazet alacak değiliz. Bizim için insani, İslami ve vicdani görevimizdir.
Kur baskısının ilacı yerli para
Uluslararası ticarette özellikle bazı ülkelerle yerli paranın kullanılması konusunda çağrınız olmuştu. Çin ile Türkiye arasında para takası gerçekleşmişti. Bu yönde ilerleme var mı?
Doğrusu bunu gerçekleştirirsek bir defa kur baskısından paralarımızı kurtarmış oluruz. Onun için de bizzat ekonomi bakanlarımız başta olmak üzere bunun yanında 3. nükleer enerji olayı gerçekleşirse veyahut da kredi olayı gerçekleşirse bu konularda alışverişlerde yerli parayı kullanmak, bir tarafta Çin parası Yuan diğer tarafta TL bize ciddi güç katacaktır. Rakamlar ufak değil. Ciddi rakamlar var. Onun için de bu sürekli olarak gündemimzde. Merkez bankalarımızı görüştürüyoruz. Gerek Rusya gerek İran gerek Çin’le temas sözkonusu. En ciddi süreçleri Rusya ve Çin ile yapyıoruz. Yerli paraya geçişin ilk adımlarını atarsak diğer ülkeler de bunu takip eder. Bu da bize kur baskısından kurtarmak için büyük avantajlar sağlayacaktır.
YUNANİSTAN’A KAÇAN DARBECİLER
Yunan Başbakan Çipras’la görüştünüz. FETÖ’cüler konusunda net tavır var mı?
Net tavır yargı... ‘Yargı bağımsızdır.’ Verilen cevap bu. Maalesef 15-20 gün içinde teslim ederiz dediler ama buna rağmen olmadı.
ATATÜRK’E HAKARET TARTIŞMASI
Atatürk’le ilgili bir tartışma oldu. Afet İnan ile ilişkisi... Annesiyle ilgili sözler söylendi. Toplumda tepki oldu, yargı süreci başladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz.
Olay çok çirkin. Şüphesiz ki annelerin eşlerin bu işe karıştırılması son derece çirkin. Olay yargı sürecine girdiği için kendimi yargı yerine koymak suretiyle değerlendirmem doğru olmaz. Zaten önce gözaltı, sonra tutuklama işlemleri oldu. Nereye kadar uzar bunu yargıda göreceğiz.
KAYNAK:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.