Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin YPG’ye ağır silah verilmesi kararını Trump ile yüzyüze görüşeceğini söyledi. ABD’ye kendisinden önce gidip görüşmeler gerçekleştiren heyet için ‘ön ekipti” diyen Erdoğan, “Bizim yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil, nokta mesabesinde olacaktır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16-17 Mayıs’ta yapacağı ABD ziyaretinde Trump ile YPG’ye ağır silah verilmesi meselesini konuşacaklarını söyledi. Erdoğan “ikili ilişkilerimizin tarihinde bu milat olacak” dedi. Erdoğan, Çin Halk Cumhuriyeti’ne hareketi öncesinde, Esenboğa Havalimanı’nda gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ziyaretinden önce ABD’ye giden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan oluşan 3 kişilik üst düzey heyetin yaptığı görüşmelere dikkat çeken Erdoğan, “Bir öncü ekibi ABD’ye göndermiştik. Oralarda bazı ön görüşmeleri yetkililerle yaptılar. Şimdi de biz en üst düzeyde Sayın Trump’la bu görüşmeleri yapalım istiyoruz ki bizim yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil, nokta mesabesinde olacaktır. Bu bakımdan önemli” dedi. “Şu ana kadar yazılı, görsel medyada yer alan bütün ifadeleri, yaklaşımları çok da önemsemiyorum” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Niye derseniz? Çünkü şu anda Amerika hala bir geçiş sürecini yaşıyor, bunu görüyoruz. Bu geçiş sürecini yaşaması sebebiyle de bizim burada çok daha dikkatli, ve hassas olmamız gerekir. Bütün temennimiz, şu anda ABD’den, daha önceden gelen bazı işlemler var. İşte YPG’ye verilen silah destekleri. Bunlar ağır silahlar, sıradan silahlar değil. Bunların bütün belgeleri elde, bunu kendileri de kabul ediyor. Bu tabii bizim ABD ile olan stratejik ilişkilerimize, mutabakatımıza ters düşen gelişmeler.”      

Erdoğan, ABD Başkanı Trump’la bu konuları görüşeceklerini vurgulayarak, “Bir terör örgütü hedefe konularak onu bir başka terör örgütüyle yok etme politikası, bana göre ideal bir siyaset anlayışı değildir” dedi. Türkiye’nin bölgede terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin terörle en fazla mücadele eden ülke olduğunun altını çizen Erdoğan, terörle mücadelenin Türkiye’de de, Kandil’de de, Suriye’nin hangi bölgesi olursa olsun orada da verileceğine söyledi. Irak Sincar ve Suriye’nin kuzeyindeki PKK hedeflerine yapılan hava saldırılarını hatırlatan Cumhurbaşkanı “’Aynısını bir gece ansızın nerede ne görürsek oraya da gelebiliriz, gidebiliriz.’ Bunu yapmazsak bize olan tehdit devam edecektir.  Bu bölgede ne Amerika’ya tehdit var ne Rusya’ya tehdit var, tehdit bize, tehdit o ülkenin kendi insanlarına. Peki tehdit bize olduğuna göre başkalarına ne? Eğer bir iyilik yapacaklarsa Amerika Birleşik Devletleri bu bölgede adımları bizimle atmalı. Biz asla terör örgütünü Amerika’nın yanına yakıştıramıyoruz. Aynı şeyi Sayın Putin’e desöyledim. Rusya’ya da yakıştıramıyoruz” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın da terör örgütleriyle birlikte hareket edeceğine inanmadıklarını ve bu konunun kendilerine de zaman zaman ifade edildiği bilgisini veren Erdoğan, “Bu ziyaretimizde ben bunların büyük ölçüde inşallah hallolacağına inanıyorum ve şu ana kadar gelen bütün bilgileri adeta dedikodu mesabesinde görmek istiyorum. Bunun altını çiziyorum, öyle görmek istiyorum ve bu ziyaretin de bu noktada bir kırılma noktası olacağını düşünüyorum” diye konuştu.      

ABD’den PKK ile mücadelede daha yakın işbirliği açıklamaları geldiğinin hatırlatılması üzerine Erdoğan şunları söyledi: “Ben bu ziyaretimi Türkiye-Amerika ilişkilerinde yeni bir milat olarak görüyorum. Şu ana kadar gelen bilgilerin içerisinde bizi tatmin eden bilgiler olduğu gibi, yeterli bilgiler olmadığını da  maalesef yaşayarak gördük. Bu bakımdan bu ziyaret yeni milat olacaktır inşallah. Bundan sonra bunları değerlendirmek çok daha gerçekçi, rahat olacaktır.” -ANKARA AA

ABD FETÖ’NÜN KULUÇKA YUVASI HALİNE GELMEMELİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ elebaşı Gülen’in iade sürecine yönelik de bu konunun mutlaka gündeme getirileceğini vurgulayarak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Amerikan Adalet Bakanı ile görüştüğünü söyledi. Bu görüşmelerde karşılıklı olarak bazı geri dönüşümler aldığını ifade eden Erdoğan, işin üzerine gidileceğini vurguladı.Trump ile bu konuyu detaylıca görüşeceğini kaydeden Erdoğan, “Sayın Trump’ın burada iradesini tabii çok önemsiyorum. O işi sonuna kadar kovalayacağız. Amerika Birleşik Devletleri, FETÖ’nün adeta bir kuluçka yuvası haline gelmemeli. Biliyorsunuz, kaçanların adeta gittiği, barındığı bir yer konumunda. Avrupa’da da Almanya, birinci derecede onların barındığı yer halinde” dedi.

BRÜKSEL’E ZİRVEYE GİDİYORUM ZIRVAYA DEĞİL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel Belediye Başkanı’nın NATO Zirvesi esnasında kendis için yapılabilecek olası gösterilere müdahale edileceği açıklamasına da sert tepki gösterdi: ”Brüksel Belediye Başkanı, NATO’nun bir mensubu değil. NATO adına konuşacak birisi de değil. O kendi işine baksın. Brüksel sokaklarını nasıl temizleyeceğini düşünsün. Ne Brüksel Belediyesini ziyarete gidiyorum ne de Brüksel’deki Belçika yetkililerini ziyarete gidiyorum. Ben, NATO’daki yapılacak bir zirveye katılacağım. Olay budur. Gücü şuna yetiyorsa ‘Ben, NATO zirvesine de Erdoğan’ı sokmam’ diyorsa bunu açıklasınlar. Ben zirveye gidiyorum, zırvaya değil. Atacağımız adımın nerelere tekabül edeceğini de gayet iyi biliriz. Bunlarınki zırvalama, başka bir şey değil.”

ANA MUHALEFETİN AKLINA İHTİYACIMIZ YOK

CHP’den yapılan ABD’ ziyaretini erteleme’ çağrısına de tepki gösteren Erdoğan şunları söyledi: “Bu tür ifadeyi kullanmışlarsa, ben o ifade üzerinden kullanayım. Önce bunların siyaset öğrenmesi lazım. Siyaseti bilmeyenlere bu şekilde cevap vermenin de hiç bir anlamı yok. Biz neyi, ne zaman, nasıl gözden geçireceğimizi çok iyi biliriz. Bunun için de ana muhalefetin aklına ihtiyacımız yok. Onlar kendi akıllarını kendilerine saklasınlar. Biz her şeyimizin istişaresini en geniş anlamda, en derin anlamda yaparız. Yolumuza da o şekilde devam ederiz. Bu bir defa, dünyadaki gelişmelerden ne kadar uzak olduklarının da bir alameti farikasıdır.”

BANA’NIN KİMLİĞİNİ ELDEN TESLİM ETTİ

Suriye’nin Halep kentinde yaşanan trajedi ve katliamları sosyal medyada paylaştığı mesajlarla dünyaya duyuran 8 yaşındaki Bana Alabed, ailesiyle birlikte Türkiye vatandaşı oldu. Küçük Bana’nın yeni kimliğini de Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi. Alabed, Suriye ordusunun Halep’e ilerleyişi sırasında muhalif aktivistlerin sosyal medyada ‘veda mesajları’ paylaştığı dönemde, Twitter gibi sosyal medya ağlarını yoğun bir şekilde kullanmakla gündem olmuştu.