Türk Parlamenterler Birliği, Türkiye’nin çölleşmeye karşı verilen her türlü mücadelede yerini alacağını ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, “Günümüzde erozyon sonucunda yılda 220 milyon ton verimli toprağımız kaybedilmektedir. Topraklarımız çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Her sivil toplum örgütü gibi Türk Parlamenterler Birliği de bu mücadelede vardır” dedi.

Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, hafta sonu Kahramanmaraş’ta bir dizi etkinliğe katıldı. Pakdil, bu etkinliklerde yaptığı konuşmalarda son yıllarda Dünya ve Türkiye’nin çölleşme gibi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirterek, “Çölleşme, arazi bozulması dünyada ve ülkemizde önemli sosyo-ekonomik, çevresel ve kültürel neticeleri olan ve dünyada 1 milyardan fazla insanı doğrudan etkileyen bir süreçtir. Ülkemizin üçte ikisine yakın bölümü kurak ve yarı kurak alanlardan oluşmaktadır. Bununla birlikte son yıllarda gözlenen iklimsel değişimlere bağlı olarak kurak alanlarda İç Anadolu’nun batısına doğru genişleme gözlenmektedir. Çölleşmeye açık yarı kurak alanlara sahip risk bölgeleri ise Konya Ovası’ndan Doğu Akdeniz’ e doğru bir yayılma göstermektedir” dedi.

 Modern dünyanın en büyük ihtiyacının, su, toprak ve hava olduğunu sözlerine ekleyen Pakdil, “Türkiye topraklarının yüzde 90′ı su erozyonu, yüzde1′i de rüzgâr erozyonuna maruz kalmaktadır. Tarım topraklarında bu oran su erozyonu için yüzde 75 civarındadır. 1980’li yıllarda yapılan araştırmalar ve çalışmalar ülkemizde erozyonla taşınan toprak miktarını 500 milyon ton civarında olduğunu ortaya koymuştur. Günümüzde Resmi kurumlar tarafından yapılan açıklamalar erozyon sonucunda yılda 220 milyon ton verimli toprakların kaybedildiğini belirtmektedir” diye konuştu.

Toprağın korunması, su kaynakların yok olmaması için en önemli hususun yeşilin korunması ve ağaçlandırma olduğunu ifade eden Nevzat Pakdil, “Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2003 - 2013 yılı haziran ayını kapsayan son  10,5 yılda 2 milyar 800 milyon adet fidanı toprakla buluşturdu. Dikilen ağaç türüne göre hektarda ağaçlandırma çalışmalarında 1500-1800 adet, rehabilitasyon çalışmalarında 500-600 adet, erozyon kontrolü çalışmalarında ise ortalama 750 adet fidan dikilmektedir” dedi.

Herkesin, her sivil toplum örgütünün çölleşmeye karşı mücadele vermek zorunda olduğunu, bunun yapılmaması durumunda yapılan ve yapılacak çalışmaların çok anlamı olmayacağını belirten Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Son 40 yılda Anadolu’da Van Gölü’nün üç katı büyüklüğünde, 1 milyon 250 bin hektarlık bir alan çölleşti. Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir’in 25 katı büyüklüğünde sulak alan yok oldu. Tedbir alınmazsa 2055 yılında Anadolu’da tarım yapılamayacak. Biz topraklarımızı koruma konusunda atılan adımları desteklemek zorundayız. Son 10 yılda bu konuda yapılan ciddi çalışmalar bulunmaktadır. Bunun sevincini yaşıyoruz. Yine tarih boyunca yapılan göçlerin temelinde çölleşme bulunmaktadır. Bunu da çok iyi bilmek gerekiyor. Eğer endüstrileşme sonucu küresel ısınmanın etkisi bu kadar olmasa Afrikalılar da kendi topraklarını terk etmek zorunda kalmayacaktı. Köylerinde tarlalarını ektiklerinde hayatlarını insanlar kazansalardı, şehirlere göç etmek zorunda kalmayacaklardı. Tüm bunları düşündüğümüzde, çölleşmeye karşı tedbir alma konusunda ne kadar çok sebebimizin olduğunu göreceğiz” diyerek açıklamalarını tamamladı.