Karcıoğlu; “Biz bu şehrin insanıyız, işimizi tamamlamamız lazım. Kriz sürecini de sağlam bir şekilde atlattık” sözlerini vurguladı.

2018 YILI AĞUSTOS AYINDA BAŞLAYAN KRİZ ORTAMI 2019 YILINA YANSIDI MI? SEKTÖR NASIL BİR 2019 YILI GEÇİRDİ?

10 Ağustos 2018 yılında kur şoku yaşadıktan sonra inşaat maliyetlerinde olağanüstü artışlar oldu. Buna mukabil dövizin artmasıyla beraber faiz oranları da mecburen arttı. Faiz oranları arttığı zaman insanlar mevduata yöneldiler. Mevduata yöneldiklerinde açık pozisyonda yakalanan inşaat şirketleri çok büyük sıkıntıya girdiler. Özellikle ekonomik gücü olmayan ya da daha önceden gerekli malzemeleri o an tedarik etmeyen firmalar maliyet artışında çok büyük sıkıntıya girdiler. Kat karşılığı olan yerlerde de benzer şekilde sıkıntıya girildi.

KAR YAPI NASIL BİR SÜREÇ GEÇİRDİ?

Kendi firmamız olarak ülkemizin arkasında durduk. İstihdam sağlamak adına işimizi devam ettirmeye karar verdik. Ben bu durumu; karşıdan sel gelirken arabanın içinde gitmeye benzetiyorum. Ya o seli yarıp geçecektik yada geri çekilecektik. Biz yarıp geçmeyi tercih ettik. Farklı pazarlama teknikleri ile dairelerimiz satmaya çalıştık. Bir yandan da öz sermayemizi ortaya koyduk. 5 Temmuz 2018 yılında temelini attığımız Bornova konutlarını şuanda Yapı kullanma izinlerini alıp yılsonu teslim etmiş olacağız inşallah. Daha önce de yapmış olduğumuz 7-8 tane projemiz oldu. Biz Bornova konutlarının yapım aşamasında bu krize yakalandık ama bizim uzun yıllardan beri vermiş olduğumuz bir fotoğraf var. Biz bu şehrin insanıyız, işimizi tamamlamamız lazım. Kriz sürecini de sağlam bir şekilde atlattık.

FAİZLERİN DÜŞMESİ KONUT SEKTÖRÜNÜ HAREKETLENDİRDİ Mİ?

Faizlerin düşmesiyle beraber konut sektöründe canlılık yaşanmaya başlandı. Lakin şöyle bir sıkıntı var. İnsanların gelir seviyesi artmadığı için, yeni maliyetlerle daire almakta çok zorlanacaklardır. Şuanda metre kare maliyeti Kahramanmaraş’ta inşaat arsa payı hariç bin 250 lira civarına geldi. Biz bunu 10 ağustos 2018 yılı öncesi 780 liraya mal edebiliyorduk. Şuanda bin 250 liradan aşağıya mal etmek neredeyse mümkün değil. Üst segmente çıktığınız zaman arsa payı hariç bin 600- bin 800 lira civarında inşaat maliyeti oldu. Bugün yüzde 35’ten fazla arsa oranı kalmayacak diye düşünüyorum. Çünkü burada vatandaşın geliri artmadığı için mecburen bu arsa sahiplerine yansımak durumunda. İnşaat firmaları bir yere fiyat vereceği zaman çok hesap etmiyorlardı. Ama şuanda her ayrıntısına kadar giriyorlar.

2020 YILINDAN NELER BEKLİYORSUNUZ?

2020 yılında ülke ekonomisi ve inşaat sektörü ılımlı bir şekilde olacaktır diye düşünüyorum. Çok hızlı bir hareket beklemiyorum ama büyüyeceğini düşünüyorum. Çünkü yeni maliyetlerle henüz daha fiyatlar alışmış değil, öyle bir gelir artmışta değil. Bugün 3+1 dairenin 350 bin liradan aşağı olmaması lazım ama piyasada hala 250 bin liraya satılan daireler var. Bu daireler stoktaki daire veya eski dairelerdir.

SİZİN GÖZLEMİNİZ DOĞRULTUSUNDA ŞEHİRDE YENİ BAŞLAYAN PROJE ESKİSİ KADAR YOĞUN MU?

Projeler eski kadar yoğun değil. Şuanda TÜİK rakamlarına göre de Türkiye genelinde 2001 rakamlarına inmiş durumda. Bugün konut alacak, işyeri alacak insanlar 6 ay, 1 yıl sonrasına göre çok daha avantajlı durumdadır. Ekonomiyle ilgili çok ciddi çekincelerim var. Ama iyi olur diye temenni ediyorum.

YENİ PROJELERİNİZ VAR MI?

Yeni projemiz yok. Eskiden kalma Üsküdar konutlar diye projemiz var. Arsa sahiplerinden oranın indirimini talep ettik. Anlaşabilirsek devam edeceğiz, yoksa iptal edeceğiz. Yeni arsa bakmıyoruz, yeni bir inşaat yapmayı düşünmüyoruz. Çünkü bu maliyetlerle bu bürokratik şartlarda inşaat yapmak gerçekten çok büyük fedakarlık.

SEKTÖRDE YAŞANAN SORUNLARDAN BAHSEDER MİSİNİZ?

Türkiye’de Müteahhitlik kavramı başta olmak üzere inşaat sektörünün tanımı neredeyse yok. Bunlar net değil. 2001 krizinde BDDK nasıl var olup da bankaları düzenlemişse, ben özel sektöründe inşaat sektöründe benzer kurumlarla belli standartlarda denetlenmesi ve yapılanması gerektiğini düşünüyorum. Ülkede bürokrasi çok hantal işliyor. Kurallar net değil, hep bir yerinden sündürülüyor maalesef. Benim özellikle yıllardan beri söylediğim şey şu; Bir Müteahhit işe başlayacağı zaman eline ruhsatı aldığında, ruhsatın mali tutarının en az yüzde 10’u kadar teminat mektubu alınıp da ruhsatın içine konsa ve bu yapı kullanma izni alındığı zaman iade edilse eminim birçok Müteahhit ölçeğine dikkat eder. Her firmanın bir mali kapasitesi var. Bugün herhangi bir firma bankadan gidip kredi istediği zaman bir sürü evrak istiyorlar ama siz Müteahhit olarak istediğiniz zaman 50 tane bloğa, 100 tane bloğa başlayabiliyorsunuz. Böyle bir saçma uygulama olduğu zaman piyasanın hali bu duruma düşüyor. Sonuçta kamu bu işten zarar görüyor, devlet vergisini alamıyor, vatandaş dolandırılıyor. Bununla alakalı mutlaka yapısal reform gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Bazı çalışmalar görüyoruz, duyuyoruz ama yeterli olduğunu düşünmüyoruz.