Ülke son zamanlarda uluslararası bir ekonomik saldırı da içinde bulunduğumuz bu durumu nasıl değerlendirirsiniz?

Kimi güçlü ülkeler sahnede kendileri gibi güçlü olarak ifade edilen ülkelerin sayısı artmasın ve bu ülkelere daha yeni güçlü ülkeler ortaya çıkmasın diye Türkiye ve kendi kafalarına koydukları başka ülkelere çeşitli planlar içerisinde bulunuyorlar. Bu planlar kimi zaman siyasi, kimi zaman askeri, kimi zaman eğitimsel, kimi zamanda ekonomik içerikli oluyor. Bu son saldırı ekonomik içerikli bir saldırı olarak değerlendirdiğimizde burada gerçekten daha önceden bir 15 Temmuz yaşandı halen bu güne kadar devam eden bir terör saldırısı var. Daha önceki dönemlerde teröre değişik isimler verdiği yıllar yaşadık. Hepsinin amacı Türkiye gibi gelecek vaat eden ve güçlü olduğu zaman Türk İslam dünyası veya diğer dost ülkeler üzerinde güçlü etkisi olabilecek ülkelerin başını kaldırmasına müsaade etmemek temeline dayanıyor. Türkiye birlik ve beraberliği ile 15 Temmuz Türkiye’yi darbeden de öte bir bölme parçalama saldırısıydı. Milletimizin birlik ve beraberliği sayesinden milletimiz olayı hızlı bir şekilde fark etti herhangi bir görüş içerisine girmeden memleketimizin bekası meselesi, istiklal ve istikbal meselesi diye düşünerek her türlü düşünceyi ve farklılıkları bir tarafa bıraktı. Türkiye’nin birlik beraberlik ve dirliği noktasında birleşti ve bu darbe ötesi saldırıyı millet olarak bertaraf etti. Son saldırı ise ekonomik amaçlı, öncesinde netice alamayan güçler ülkenin ekonomik kaynaklarını ve dolayısıyla milletinin tamamını etkileyecek süreçleri alt üst etmek istediler. Burada da benim gördüğüm kadarıyla birlik ve dirliği bozulmuş bir ülke olsaydı döviz saldırısında çok büyük yara alırdı. Türkiye henüz bunu yüzde 100 atlatmış değil ancak büyük ölçüde onlar yine bu amaçlarına ulaşamadılar.

Bugünlerde en önemli mesajın ülkeye şehre ekonomiye sahip çıkılması gerektiği söyleniyor sizin görüşünüz nedir bu konuda?

“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu sindiremez” Bu sözlere kesinlikle inanıyorum. Burada her zamankinden daha çok birlik ve beraberlik içerisinde olmalıyız. Birlik olmayan yerde çeşitli kötü niyetlerin arada tefrika üretmesi kolaylaşıyor. Vatandaşlarımızın bu noktaya dikkat etmesi ve çeşitli dolduruşlara gelmemesi gerekiyor. Türkiye çok daha büyük badireler atlatmıştır. Kurtuluş harekatı, Kıbrıs harekatı terör belasını ve 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi gibi süreçleri milletimiz birlik beraberliğiyle atlatmıştır. Bugün de yine birlik beraberliğimizi koruyarak bunu atlatacağız. Haftada 3 kg bir meyve alıyorsam 2 kg almam gerekiyor. Bunun geçici bir durum olduğunu da düşünerek tasarrufa gitmemiz gerekiyor. Ürettiğimizden fazla tüketen bir tüketici toplumu haline geldik. Gelişmiş denilen ülkelere bakılarak çok daha büyük israfın içerisindeyiz. Bir evin 5 ferdi varsa her bireyde 5000 TL değerinde cep telefonları var. Gelişmiş ülke toplumlarında böyle bir manzarayla karşılaşmıyoruz. Telefon amacının dışından kullanılıyor. Aylık ortalama 250 TL gibi gider ortaya çıkar burada tasarrufa gidip fahiş fiyatlarla birilerinin ürettiği pahalı telefonları almak yerine daha bütçemize uygun bir davranış içerisinde bulunmalıyız. Yerli ürünleri dikkate almalıyız. Ben üniversitemizde huzur birlik beraberlik ve dirlik noktasında çok fazla vurgu yapıyorum. İnanıyorum ki birlik beraberlik huzur ve motivasyonun olmadığı bir ortamda eğitim de öğretimde bilim ve herhangi bir üretimde olmaz. Nasıl bir üniversite yönetiminde huzur, birlik ve beraberliğin bilimsel üretimi gerçekleştiriliyor. Bir toplumun geleceği ve bekası için mutlaka aralarında tartışmaları kavgaya dönüştürmeden konuşarak iletişim kurarak halletmeleri düşmanı sevindirecek hareketlerden uzak durmaları gerekiyor. Ben bu nokta da iyi bir manzara görüyorum. Tabi su uyur düşman uyumaz. Bunu atlatacağız. Başka saldırı riskleri var biz buna da hazırlıklı olmalıyız.

K.S.Ü şehir şehirle, halkıyla, iş adamı ve siyasetçiyle barışık mı?

Konulara sistem bütünlüğü içinde bakmak gerekiyor. Üniversite sistemi de genel toplumsal sistemin bir alt sistemini oluşturur. İç, dış paydaşlarımız ve sistemin diğer unsurları var. Sistemin bir parçasında ki bir arıza sistemin diğer parçalarını da etkiliyor. Göreve geldiğimde üniversitemizle ilgili gerçekten bir takım sıkıntıları gördüm. Ama fiziksel ve bilimsel anlamda KSÜ iyi bir noktada. İyinin de iyisi vardırı düşünerek üniversitemizi daha iyi noktalara getirmek amacıyla geldiğimizde ilk belirlediğimiz sorun okul içerisinde ki iç huzur ve barışın ciddi bir şekilde bozulmuş olmasıydı. Yönetici akademisyene güvenemiyordu böyle bir ortamda üniversitenin iş adamları buradan elini eteğini çekmişti. Siyaset belediye stklar yani üniversite denildiği zaman geçelim o konuyu diyorlardı. Nötr bir durum söz konusuydu. Önce iç barışımızı sağlamak için bir çaba içerisine girdik bu nokta da yöneticilerimiz ve öğretim görevlilerimizin yanı sıra diğer çalışanlarımız da iyi niyetli samimi yaklaşımımızı hızlı bir şekilde fark ettiler. İç barışı sağlama noktasında onlarla toplantılar yaptım. Birlikte üniversitemizin hak ettiği noktada olmadığını motivasyonsuzluk ortamında kaliteli bir eğitim öğretim ileri teknolojilerin üretim alt yapısını oluşturmamızın şehre bir model olacağımızın mümkün olmadığını görüştük. Düşüncelerimizi samimiyetimizi iç paydaşlarımız anladı önce üniversitemizde bir barış ortamı oluşturduk. İnsanların hak ettiği kadro ve dereceleri verdik. Hangi görüşte olduğunu dikkate almaksızın insanların üzerinde ki mobingi ciddi derecede ortadan kaldırdık. Biz size güveniyoruz sizinle çok güzel işler yapacağız K.S.Ü hak ettiği noktaya getireceğimizi söyledik. Dış barışı sağlama noktasında da Kahramanmaraş’taki tüm kurum ve kuruluşlarla gerek onların bizleri ziyareti gerek se bizim onları ziyaretimizde bu konuyu vurguladık.

KSÜ’DE, 120 METAL MUTFAK EŞYASI ÜRETİCİSİNİN SORUNU ÇÖZÜLDÜ

Kahramanmaraş’ın bütün meseleleri bizimde meselemiz diyerek yaklaşım sergiledik. Çözüm adına üretilen ilk projemiz metal mutfak eşyaları ile ilgili oldu. Hem şehir hem üniversite hem de iş adamlarımız kazandı. Nitekim bugün üniversitemizde bir toplantı yaparak geliştirdiğimiz proje hakkında bilgi verip projeyi hayata geçireceğimiz zaman ilk mutabakatı DOĞAKA ile yaptıktan sonra kabul edildi. 3 milyonluk bu projeye destek sözü aldık. Bu projeyle metal mutfak eşyası üreten Kahramanmaraş’taki Türkiye’de 200 firma var 120 si Kahramanmaraş’ta bu 120 firma test analiz ve ar-ge çalışmaları konusunda sıkıntılıydı. Kalite standartları analizi için Avrupa’ya numune gönderiyorlardı. Kalite belgesinden sonra ancak ithalat ihracat işlemi yapılabiliyordu. Bundan sonra bu projeyi üskim dediğimiz merkezimizde var üskim alt yapısı üzerine 3 milyonluk takviye desteğini koyduğumuz zaman her türlü metal mutfak eşyası üreten firmalarımızın her türlü test analiz ar-ge ve çalışanların eğitimi noktasında ki ihtiyaçları karşılayacak merkezin alt yapısını oluşturduk. Onlarda projemizden bir tanesidir. Daha birçok proje içerisindeyiz bu projeleri adım adım hayata geçireceğiz. Üniversitenin her anlamda memlekete örnek olması gerekir böyle bir üniversite hayal ediyorum. Yönetimle ilgili bir mesele olduğu zaman şehirde üniversitede olduğu gibi gidip üniversiteyle görüşmesini arzuluyorum. Üretim anlamında bir mesele konuşulurken üniversitemiz de ne oluyor denmesini bekliyorum. Kurum ve kuruluşların halkla ilişikler sürecinde bir mesele olduğu zaman üniversitede güzel işler oluyor bizde neden olmasın diyeceği günlerin çok uzakta olmadığını düşünüyorum bunun için o noktaya doğru ideal üniversite şehrin her noktasındaki meseleyi kendine mesele edinmiş bir üniversite edinmiş memleketin derdiyle dertlenen bir üniversite olduğumuzu düşünüyor ve yürekten inanıyorum.