Birlik Ve Beraberlik Had Safhada Olmalı
Ak parti Onikişubat ilçe başkanı av. Fırat Görgel ile 24 haziran seçimlerini ve ekonomiyi konuştuk. Ayrıca Genel kongre ve yeni dönem milletvekillerinin çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Görgel, vatandaşı birlik ve beraberliği korumaya çağır
24 Haziran seçimlerini kısaca değerlendirir misiniz?
24 Haziran seçimleri bizim için çok önemliydi. Çünkü referandumun sonucunda yeni sistemi uygulamaya başladık. Bu sistemin ete kemiğe bürünmesi için son seçimler çok önemliydi. Hem Kahramanmaraş özelinde hem Onikişubat özelinde halkımız teveccühünü gösterdi. 1 Kasım seçimleriyle kıyaslandığında bir düşüş söz konusu ancak hem Kahramanmaraş hem Onikişubat diğer illere kıyaslandığında desteğini aynen devam ettirdi. Zaten 1 Kasım ile 24 Haziran seçimleri arasında ki farkı hem genel merkezimiz hem cumhurbaşkanımız tarafından sorguluyoruz. Dolayısıyla vatandaşın bize ne söylemek istediğini gayet iyi anladık.
Onikişubat ilçesi bir çok ilden daha büyük. İlçeniz özelinde seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiniz?
Biz parti teşkilatı olarak kurulduğumuz yıldan beri mahalle mahalle, sokak sokak hatta sandık sandık oy oranlarını takip eder ve raporlarız. Bu çerçevede Onikişubat ilçesi Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri. Bu anlamda partimizin de en fazla oy oranına sahip yerlerinden. Bu durumdan mutluluk duyuyoruz.
“VATANDAŞIN GÜVENİNİ KAZANMAK BAŞARIDIR”
Siyasette başarılı ve başarısız kriteri nedir?
Vatandaşa yapacaklarını anlatabildiğin ve yine vatandaşın güvenini kazanabildiğin oranda başarılı oluyorsun. Vatandaş sana güvenmezse dolayısıyla halkın güvenini kazanamamışsan başarısız bir siyasetçisin. O yüzden cumhurbaşkanımız bizim için çok güzel bir örnek. Bizlerde onun talebeleri olarak yetiştiğimiz için kendimizi çok şanslı hissetmeliyiz. Bakın cumhurbaşkanımızın en önemli özelliği insanlarda güven oluşturmasıdır.
Başarısızlık ise daha önceki yaptığınız işlerle bir şekilde insanların güvenini kaybetmişseniz ağzınızla kuş tutsanız da siyasette tekrar kazanamazsınız.
Genel kongrede ciddi değişiklikler bekliyor musunuz?
Bizim için bu gibi dönemler bir milat değildir. Çünkü işleyen bir yapı var. Nasıl ki ülkemizde bakanlıklar değişir ve bir bayrak teslimi gerçekleşirse AK Parti de de bir devir teslimi temsil eder. Kongre saatine kadar herkes görevini icra etmeye devam eder. Nitekim daha somut bir örnekle, şu günlerde bile değişiklik yaşanan pek çok il ve ilçe teşkilatları var. Dolayısıyla genel yapıda herkesin partiye güveninin aynen devam ettiğini gösterir. Elbette her kongre bir yenilenme ifade eder. Aramızda ki yeni isimlere şans verilmesi anlamı taşır. Ancak köklü yapısı olan partilerde kongrelerin köklü değişiklikler gerçekleşeceği düşünülemez.
“HALK ZİYARETLERİ ARTIK ÇOK DAHA SIK GERÇEKLEŞECEK”
Yeni dönemde milletvekilleri halkın içine daha fazla giriyorlar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekim ayına kadar meclis tatilde. Ayrıca cumhurbaşkanımızın çizdiği bir yol vardı. Milletvekillerinden bazı şeyler istedi. Bu dönemde tüm vekillerin şehirlerine gidip halkla daha fazla içiçe olmalarını istediği bir söylemi vardı. Nitekim bu direktifin ardından herkes şehrine geldi ve çalışmaya başladı. Bu yöntemi artık daha fazla göreceğiz çünkü cumhurbaşkanımız işi artık daha sıkı tutuyor. Zaten milletvekillerin çalışma programlarını teşkilat ayarladığı için aynı yoğunluğu bizlerde yaşıyoruz. Türkiye genelinde halkla buluşmalar artık çok daha sık gerçekleşecek ancak Kahramanmaraş özelinde zaten milletvekili- halk buluşmalarını önceden beri yapıyorduk. Bu anlamda önceki dönem vekillere haksızlık edemeyiz.
Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Bu dönemi nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye bu tür zorluklarla her zaman karşılaşıyor. Ülkemizin sosyolojik ve siyasi durumu bu tür zorlukların yaşanacağını öngörüyor zaten. Bu bölgenin insanı olmak kolay değil. Coğrafi konumu yüzünden her zaman böyle zorluklar yaşayacağız. Biz şuanda birlik ve beraberliğin had safhada olması gereken bir dönemi yaşıyoruz. Bizi ilgilendiren tarafı bu.
Dünyanın süper gücü olan bir ülkeye bakıyorsunuz işi gücü bırakmış, Türkiye’nin ekonomisiyle uğraşıyor. Bu durumu ‘kriz’ olarak değerlendirmek en hafif tabirle bu işin cahilliğini gösterir. Çünkü Türkiye 2002 yılının öncesi gibi bir ülke değil. Hatta her geçen yıl büyümesiyle çok farklı bir noktaya gelmiş bir ülke.
Sadece doların euronun dalgalanmasının yarattığı sun-i konjonktürle durumu krizmiş gibi algılamak en hafif tabirle cahilliğini gösterir. Tabiki bu verileri önemsiyoruz. Ne yapmamız gerektiğini de çok iyi biliyoruz. Hem cumhurbaşkanımızdan hem maliye bakanlığımızdan gerekli açıklamalar yapılıyor.
İşin vatandaşı ilgilendiren kısmında devlet halktan bir şeyi yapmasını istediğin milletimiz bunu yapıyor. Vatandaşımıza bu konuda müteşekkiriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.