Bediüzzaman Said Nursi FETO'dan haber veriyor

Yayınlanma:
Güncelleme: 19 Ağustos 2016 14:09
Bediüzzaman Said Nursi FETO'dan haber veriyor

Bediüzzaman Said Nursi FETO'dan haber veriyor

Hücumat-ı Sitte (Altı saldırı) çok ehemmiyetli bir risale. Üstat hazretleri orada bütün nur talebelerini şeytanın en tehlikeli altı tuzağına karşı uyarıyor; hubb-u cah, korku, ‎tama, ırkçılık, enaniyet ve tenperverlik olarak sıraladığı bu şeytanî hücumlara karşı müdafaa yollarını gösteriyor. ‎Bu risaleyi ortaokul yıllarımdan bu yana okuyordum, umumi derslerde belki yüzlerce defa dinlemiştim. İlk beş tuzağı rahatlıkla anlıyordum ama “enaniyet” tuzağında Hz. Üstad öyle ifadeler kullanıyordu ki bunların kime söylenmiş olabileceği ihtimali yıllarca kurcaladı zihnimi.

Risale Haber'den Şahin Doğan'ın yazısı: 

Çok canlı bir tasvir vardı. Bu tasvirin kime uyduğu konusunda kardeşler arasında bazı zaman uzun mütalaalara girişirdik. Ben açıkça bu ifadelerin sanki “kerametvari bir nazarla” Fethullah Gülen için söylenmiş olacağını söylerdim ama ne saklamalı, yine de bundan emin değildim. Ama sadeleştirme ve 17 Aralık ile başlayan süreçten sonra Gülen’in görünmeyen o karanlık yüzünü gördükten sonra bu satırların Gülen için söylendiğinden zerre miskal şüphem kalmadı. Hatta 15 Temmuz darbe girişimine bakınca üstadın çok daha “az” şeyler yazdığını söylemek mümkün.

Hücumat-ı Sitte deki o ifadeler şöyle:

“…Bir şey daha kaldı; en tehlikelisi odur ki: İçinizde ve ahbabınızda, bu fakir kardeşinize karşı bir kıskançlık damarı bulunmak, en tehlikelidir. Sizlerde mühim ehl-i ilim de var. Ehl-i ilmin bir kısmında bir enâniyet-i ilmiye bulunur. Kendi mütevazi de olsa, o cihette enâniyetlidir; çabuk enâniyetini bırakmaz. Kalbi, aklı ne kadar yapışsa da, nefsi, o ilmî enâniyeti cihetinde imtiyaz ister, kendini satmak ister, hattâ yazılan risalelere karşı muaraza ister. Kalbi risaleleri sevdiği ve aklı istihsan ettiği ve yüksek bulduğu halde, nefsi ise, enâniyet-i ilmiyeden gelen kıskançlık cihetinde zımnî bir adâvet besler gibi, Sözlerin kıymetlerinin tenzilini arzu eder—tâ ki kendi mahsulât-ı fikriyesi onlara yetişsin, onlar gibi satılsın. Halbuki, bilmecburiye bunu haber veriyorum ki: Bu durûs-u Kur'âniyenin dairesi içinde olanlar, allâme ve müctehidler de olsalar, vazifeleri, ulûm-u imaniye cihetinde, yalnız yazılan şu Sözlerin şerhleri ve izahlarıdır veya tanzimleridir. Çünkü, çok emârelerle anlamışız ki, bu ulûm-u imaniyedeki fetvâ vazifesiyle tavzif edilmişiz. Eğer biri, dairemiz içinde nefsin enâniyet-i ilmiyeden aldığı bir hisle, şerh ve izah haricinde bir şey yazsa, soğuk bir muaraza veya nâkıs bir taklitçilik hükmüne geçer. Çünkü, çok delillerle ve emârelerle tahakkuk etmiş ki, Risale-i Nur eczaları Kur'ân'ın tereşşuhâtıdır; bizler, taksimü'l-a'mâl kaidesiyle, herbirimiz bir vazife deruhte edip o âb-ı hayat tereşşuhâtını muhtaç olanlara yetiştiriyoruz…” (29. Mektup)

1-İlmî enâniyeti cihetinde imtiyaz ister.

2- Kendini satmak ister.

3- Yazılan risalelere karşı muaraza ister.

4- Nefsi, enâniyet-i ilmiyeden gelen kıskançlık cihetinde zımnî bir adâvet besler.

5- Sözlerin kıymetlerinin tenzilini arzu eder.

6- Tâ ki kendi mahsulât-ı fikriyesi onlara yetişsin, onlar gibi satılsın.

Bu risale te’lif edildiği zaman mezkur “cinayetleri” işleyebilecek Ehl-i ilim bir nur talebesi yoktu henüz. Zaten bunları yapabilecek birinin nur talebesi olma vasfı kendiliğinden düşer. Burada, bizlere “remzi” olarak böyle bir şeye teşebbüs eden kişinin en başından itibaren nur talebesi olmadığını haber veriyor üstat hazretleri. Öyle anlaşılıyor ki Üstad bu ikazları istikbalde çıkacak bir zat için söylemiş. Gülen’in hayat serencamı, vaazları, yazıları, kitapları, Risale-i Nur’u tahrifi, sadeleştirme girişimi -bilhassa en yakınında bulunan arkadaşları Latif Erdoğan, Nurettin Veren, Ahmet Keleş, Hüseyin Gülerce gibilerinin şahitliğiyle- dikkatlice incelendiğinde bu olumsuz özelliklerin hepsine fazlasıyla sahip olduğu rahatlıkla görülebilir. Hasılı, üstat hazretleri, eylem ve söylemleriyle en büyük zararı Risale-i Nur’a vermiş olan FETO’yu yıllar evvelinden haber vermiş bizlere. 

KAYNAK:

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.