Ahmet Doğan İlbey
Altı ok muhibbi bir zındık: domuzsever Abdullah Cevde
Evveli İttihatçı, azılı bir Sultan Abdühamid düşmanı Jöntürk, ardından Kürt Teali ve İngiliz Muhibler Cemiyeti kurucusu, sonra biyolojik materyalizmden darvinizme, Avrupalılaşmaktan ateizme kadar her şenî ve zararlı düşüncelerin neşir odağı olan İctihad Mecmuası’nın sahibi, nihayetinde Chp’li Kemalist Cumhuriyetin yandaşlığında karar kılan bir İslâm düşmanı…
KÜRTÇÜ, İNGİLİZCİ, MATERYALİST, M. KEMALCİ VE CHP’Lİ
Deistlikten materyalistliğe, lâ-dinîlikten zındıklığa kadar menfi vasıfları olan bu kişi Millî Mücadele’ye katılmadığı gibi, İstanbul’da Kürtçülük ve İngiliz ajanlığı yapar. Cumhuriyetin ilânından sonra ise şedid bir M. Kemal muhibbi olup çıkar. Düşünmek gerekir ki bunun sebebi Millî Mücadele’de hilafetçi siyaset güden M. Kemal’in Cumhuriyetin ilânı sonrasında Batılı-pozitivist inkılâpları başlatması olmasıydı.
“BUGÜNÜN PEYGAMBERİ M. KEMAL’DİR…”
“Bugünün peygamberi Mustafa Kemal’dir, bu medenî ve asri peygamber bir nübüvvet-i akliyye ile (pozitivizmin risaletiyle) geliyor” diyecek ve Millî Mücadele’nin ateşli zamanı Mart 1922’de İctihad Mecmuası’nda Bahailiğin yeni bir din olarak kabul edilmesini tavsiye edecek kadar pervasız. (Diyanet İslâm Ansiklopedisi, Cilt:1)
İstiklâl Harbi’nden sonra M. Kemal’in hilafetçi siyasetten sarf-ı nazar ederek Büyük Millet Meclisi’ni lâ-dinî Halk Fırkası’na ve ardından laik Cumhuriyet devletine dönüştürmesiyle ilgili övücü yazılar yazar.1925’den sonra M. Kemal ve Cumhuriyet Halk Fırkası muhibliğini hızlandırır. Meşrûtiyet’te de, Cumhuriyet’te de “tam Garbçılar” ın elebaşıydı. Biyolojik materyalist yayınların Türkçe’ye çevrilmesinde başrol oynadı. (Şerif Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908).
1908’de Türkçe’ye çevirdiği Hollandalı müsteşrik ve ateist Dozy’nin İslâm düşmanlığı yapan “Târih-i İslâmiyet” kitabına en çok İslâm karşıtı Cumhuriyet aydınlarının perestij ettiği ve “Türk Irkının Islahı İçin Avrupa’dan Damızlık Erkek Getirilsin” diyen bir zındıktan yâni Abdullah Cevdet’ten bahsediyoruz.
“ADÜVVULLAH CEVDET” LER CHP’YE YAKIŞIR
Peygamber Efendimiz’e hakaret ihtiva eden ifadeler kullandığı ve Allah’ın varlığına inanmadığı için Allah düşmanı mânasına gelen “Adüvvullah Cevdet” diye nâmıyla anılır.
Üstad Necip Fazıl, “Bir küfür kuduzu… cehennemlik bir odun” diyor bu zındığa. “…Meşrutiyet ve Cumhuriyet hareketlerinin getirdiği bütün yenileşme şekilleri ondan kopyadır…” Süleyman Nazif, “O suretten hayâyı Dest-i Hak tırnakla yırtmıştır” diyor. (Bâbıâli)
Bu şenaate sahip bir beşer Kemalist rejim ve Chp’de barınabilir ancak. Âmâ üstad Cemil Meriç bu mel’un kişi için “Sadece düşünceyi uyandırmak isteyen, inhitat devrinin mutaassıp ulemasına karşı cephe aldığı için irfana kaçtı. Mutedildir Abdullah Cevdet. (…) Dinsiz değildi kanaatime göre” demişti önce.
Fakat ardından, müstağribler yâni Batı heyulası karşısında ezilen, haysiyeti kırılmış, korkak ve pısırık aydınlar… anâneye düşman, tek mabutları vardı: Avrupa” dediği aydınlar arasında Cevdet’i de sayar ve şöyle der:
“İzmihlâlin mes’uliyetini imana yükleyen bu zavallılar bir asır önceki Fransız intelijansiyasının kiliseye karşı savaşını tekrarlayan şuursuz birer aktördüler. (…) Ülkesiyle göbek bağını koparan bir intelijansiyanın acıklı dramı.(…) Havariliğine soyundukları söylemler ise bize Jüpiter kadar uzak.”
“TÜRK IRKININ ISLAHI İÇİN AVRUPA’DAN DAMIZLIK ERKEK GETİRİLSİN”
Kemalist Cumhuriyet kadrosunu yönlendirmek üzere “Neslimizi ıslah etmek, kuvvetlendirmek için Avrupa'dan ve Amerika'dan damızlık erkek getirmek gerekir” diye yazı yazan, dinin insan üzerindeki fonksiyonlarını inkâr eden, her şeyi madde ile açıklamaya çalışan materyalist ve domuzsever (domuz severliğini ilerleyen satırlarda açıklayacağız) Abdullah Cevdet’in şenî zihniyetinin ilk yıllarda Chp’nin genlerine yerleştiği, Batılı inkılâplardan belli olmuyor mu?
“GÖRDÜĞÜM RÜYALARI AYNİYLE VÂKİ KILAN CHP HÜKÜMETİDİR”
Kendisi ve dergisiyle “Emeldaş, kardeş ve birbirinin malı” saydığı Cumhuriyet Halk Fırkası ve hükümetini, “Otuz seneden beri geceli gündüzlü gördüğümüz tatlı rüyaların çoğunu ayniyle vâki kılan yegâne hükümet” diye över. (Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi, Pozitivizmin Türkiye'ye Girişi ve İlk Etkileri)
Damat Ferit Paşa Hükümeti’nde Sıhhiye Genel Müdürü iken hayat kadınlığını destekleyen ve hayat kadınlarına vesika veren tam bir kâfir numunesidir. Hâşâ Allah’ı (c.c.) kastederek, “Kâinatı kendi keyfine göre idare eden eceli ü a’lâ bir zata itikad büyük bir safdillik göstermekle kalmaz, aynı zamanda tedavi kabul etmez bir mantıksızlığa sevkederek insan ruhunun hüznengiz bir surette küçülmesini de müeddi olur” sözleriyle küfür ehli olduğunu defalarca beyan etmiştir.
ÇANAKKALE MÜDAFASI İÇİN: “MEDENİYET KAPIMIZA KADAR GELDİ, BİZ GERİ TEPTİK”
“İslâmiyet'in olduğu yerde yerlerde duraklamanın olduğu, İslâm medeniyetinin uyuşturucu bir rol oynadığını, Kur’an harflerinin geriliğimizin bir sebebi olduğunu” söyleyen ve Batılı devletlerin Çanakkale Boğazı’nı kuşatmasını “medeniyet kapımıza kadar geldi, biz geri teptik” diyecek kadar aidiyetini kaybetmiş birinin Cumhuriyetin ilânında sonra soluğu Chp’li hükümetleri ve M. Kemal’i yazılarıyla desteklemekte alması gayet normal. Çünkü İslâm geçmişimizi reddeden, yönünü bütünüyle Batı’ya çeviren Cumhuriyet devleti zihniyetine uygun en mümbit dönemdi.
CHP’Lİ DEVLETTEN GÜÇ ALARAK KAHVALTIDA YUMURTALI DOMUZ ETİ TAVSİYE EDİYOR
“Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi” nde onun1927’de yayınladığı “Mükemmel ve Resimli Âdâb-ı Muâşeret Rehberi” kitabının, Batılılaşma inkılâplarını başlatan Cumhuriyet devletine tavsiye niteliğinde olduğu belirtiliyor.
Frenk usulü davranış ve giyiniş kaidelerinin anlatıldığı kitapta, İngiltere, Fransa, İsviçre kahvaltı “menülerinden” seçtiği, “ince levhalar hâlinde kesilmiş tereyağı, tereyağında kızartılmış ve üzerine 2-3 tane yumurta kırılmış domuz eti, bal, çay ve kakao…” dan oluşan kâfir usulü kahvaltı “menülerini” devrin Cumhuriyet Türkiye’sine modern bir âdâb-ı muâşeret gereği olarak teklif ediyor.
Dinimize hakaret suçlarından mahkemesinin devam etmesi dolayısıyla Chp’den milletvekili olamadıysa da, Meşrûtiyet dönemine nisbetle Cumhuriyet döneminde materyalist fikirlerini çok daha rahat ve fazlasıyla yaydı. Pozitivizm noktasından baktığı İslâm hakkındaki görüşleri, “Dinde reform” yapan Kemalist Chp hükümetlerine büyük bir kaynak teşkil etti ve Anglosakson eğitiminin faydalarını yazıp anlattı.
İslâm’a her türlü hakareti yapan, Müslümanları tahkir eden yazıları hakkında dâva açılsa da Cumhuriyet Mahkemelerinin onu ölene kadar mahkûm etmediğini ve himaye ettiğini de belirtelim.
ABDULLAH CEVDET’LER CHP’DE HER DAİM ZUHUR EDEBİLİR
Chp böyledir işte; Atatürkçü-lâdinî sistemden öğrendiklerini tekrar eder. Mâzisi, muhtevası ve şahsiyetleriyle özürlüdür. Varlığını muhafaza etmek için mutlaka laikçi Cumhuriyet ideolojisine ve Abdullah Cevdet gibi müstağriblere muhtaçtır. Çankaya´daki bir sokaktan domuzsever Cevdet’in adı kaldırılınca nasıl feveran etmişlerdi Chp’liler.
Türkiye İslâm Cumhuriyetinin temellerini atması gereken Müslüman Türkler, “Laik Türk Müslümanlığı” gibi ucube bir kavram etrafında sûret-i haktan görünmeye çalışan Chp’lilerin içinden ilk dönem Kemalist / Chp’li Abdullah Cevdet tipinin her daim zuhur edeceğini hesaba katmalıdır.
------------------------------------------
FİSKELER:
MECLİS’TE ALKOL SERVİSİ REZALETİ
Tbmm Başkanı Çiçek, Meclis’in 95. açılış yıl dönümü, yâni asıl mânasından saptırılarak Cumhuriyet devletinin ideolojik muhtevasını taşıyan 23 Nisan törenleri (bayram mânasını haiz değildir) dolayısıyla resepsiyon verdiği malum. Regaip Kandili’ne denk gelen Meclis “resepsiyonunda” bir kısım laik ve özel misafirlere Meclis idaresin çeşitli alkol servisi yaptırıldığını okuduk. Alkollü içki servisi salonun bir köşesinde oluşturulan mini bar masalarından yapılmış. Ayrıca Meclis lokantası içecekler listesi içinde bira da yer alıyormuş. Veyl onlara! Kur’an tilavetleriyle, tekbir ve salavatlarla açılan İlk Meclis’in ruhuna ihanettir bu.
“M. KEMAL’İN ASKERLERİYİZ” İFADESİ ÇANAKKALE HARBİ’NİN GERÇEKLERİNE UZAK İDEOLOJİK BİR SLOGANDIR
Çanakkale Zaferi’nin “100.yıl kutlamalarından nahoş manzara, sözler ve pankartlar üzücüydü. Meselâ: “M. Kemal’in askerleriyiz” ifadesi çiğ ve Çanakkale Harbi’nin gerçeklerinden uzak ideolojik bir sözdü. Ehli bilir ki Çanakkale Harbi için olsa olsa “Esat Paşanın askerleriyiz” sözü doğrudur. M. Kemal sonradan yarbay olarak dahil olmuş, harbin bütünün içinde değil, mevzi pozisyondadır.
BÖLÜCÜ BDP’LİLERİN “ERMENİ SOYKIRIMI YAPILDI” DEMESİ GAYET NORMAL
PKK’nın siyasi kanadı BDP, “Ermeni soykırımı yapıldı” demiş. Dış mihrakların maşasından, Türklerin meşruiyetinde bir devlet ve millet zemininde birlikte olmak isteyen Müslüman Kürtlerin düşmanı olan terör örgütü ve bölücüden başka ne beklenir.
PENSİLVANYA BAĞLISI FATİH ÜNİVERSİTESİ SERGİSİNDE KAATİL İSRAİL’İN ELEBAŞI NETENYAHU’NUN RESİM VE SÖZLERİ
Pensilvanya teşkilâtına organik ve inorganik olarak bağlılığıyla bilinen Fatih Üniversitesi'nin ev sahipliğinde tertip edilen “Model Birleşmiş Milletler (BM) Konferansı” için açılan sergide yer alan fotoğraflarda kaatil İsrail’in elebaşı Netenyahu’nın resim ve sözlerinin yer alması, bizden sandığımız veya sandırıldığımız bir cemaat önderinin Türkiye karşıtı mihraklarla içli dışlı olmasının bazı siyasî ve sivil toplum kesimlerini ayıktırmıyorsa hâlâ yazık onların idrakine…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.