FARUK ARSLAN / İSTANBUL - Ortadoğu coğrafyasını, halka ait olan tank, top ve savaş uçaklarını ele geçirerek kan gölüne çeviren diktatörlerle dizayn eden küresel şer güçleri; 15 Temmuz’da İstanbul ve Anadolu’da yaşadığı mağlubiyetin ardından bir hüsranı da Halep’te tattı. Türkiye’nin alçak darbe kalkışmasına maruz kaldığı 15 Temmuz gecesinde Esed çeteleri tarafından tamamen kuşatılan Halep’te direniş güçleri, zulüm kuşatmasını 6 Temmuz’da başarıyla kırdı. Günlerdir Esed rejiminin kuşatmasıyla açlığa mahkum edilen yüzbinlerce sivilin de destek verdiği ve silahlı direniş unsurlarıyla birlikte kazandığı Halep zaferini Akit’e yorumlayan uzmanlar, bu zaferin 15 Temmuz’un devamı olduğunu belirttiler. 15 Temmuz’da Müslüman Anadolu’nun cuntacıların kanlı saldırılarına karşı sergilediği destansı mücadelenin Halep için doping olduğunu kaydeden uzmanlar, bu zafer ile birlikte Halep’in yeniden fethedildiğini söylediler.

TÜRKİYE’DEKİ 15 TEMMUZ DİRENİŞİ HALEP’E UMUT VE DİRENÇ OLDU

Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül, 15 Temmuz gecesi Anadolu halkının gerçekleştirdiği kıyamın sadece Anadolu’da değil, başta Halep olmak üzere İslam dünyasının her tarafında kendisini hissettirdiğini belirtti. Halklarda, hakim unsurlardan ziyade millet olarak ‘Yeniden bir araya gelebilir, yeniden zalimleri topraklarımızdan def edebiliriz’ şeklinde bir ümit oluştuğunu söyleyen Ahmet Akgül, “Bu ümit, Suriye’deki halkın direnişine kadar yansıdı. Anadolu insanının tankların karşısına bedenlerini koymalarını gören Halep halkı, Esed rejiminin Halep kuşatmasında tanklara karşı ciddi bir sivil mücadele gösterdiler. Orada direnen İslami muhalif unsurlara da ayrı bir şevk ve ayrı bir heyecan geldi. Bu heyecanın sonucunda zulüm kuşatması kuşatmayı kırıldı.” dedi. Halep zaferinde, 15 Temmuz gecesi darbe karşısında tanklara, jetlere direnen Anadolu halkının büyük katkısının olduğunu ifade eden Akgül şöyle konuştu: “Anadolu halkının destansı direnişi, Suriye’deki cihada yansımıştır. Umudumuz odur ki Suriye’de heyecan tazeleyen kıyamın yek vücut halinde tüm Suriye’ye yayılması ve Esed, DAEŞ ve PYD gibi küresel şeytani aklın bir ürünü ve figüranı olan kuklaları tarihten silmesidir. ABD’nin vaad ettiği sahte özgür Suriye değil, milletin tesis ettiği Özgür Suriye için Halep direnişi inşallah milat olur.”

HESAP SADECE İSTANBUL’U, HALEP’İ DEĞİL TÜM BÖLGEYİ KUŞATMAKTI

Gazetemize konuşan gazeteci-yazar Yılmaz Bilgen, “15 Temmuz’un Türkiye’de kırılması elhamdülillah 6 Ağustos’da da Halep’in kırılmasını sağlamıştır.” dedi. Halep kuşatmasının 15 Temmuz’un devamı olduğunu belirten Yılmaz Bilgen,“Türkiye’de millet cuntacıların tanklarını, toplarını sıkılı yumruklarıyla bertaraf etmişti, Halep’te ise lastik yakan çocuklar, Suriye cuntası ve tüm şer odaklarının uçaklarını, helikopterlerini, füzelerini, insansız hava araçlarını yendi.” şeklinde konuştu.

Kuşatmanın kırılmasını “Halep’in yeniden fethi” olarak yorumlayan Yılmaz Bilgen, “Bu bir kırılma noktasıydı. Kuşatma zincirinin son halkası, 15 Temmuz gecesi kapatılmıştı. Yani 15 Temmuz darbe gecesi Esed’in de en büyük operasyonunu başlattığı geceydi. Burada hesabın sadece İstanbul’u, Ankara’yı, Halep’i değil tüm bölgeyi kuşatmak olduğu anlaşılıyor. Unutulmamalıdır ki Halep devrimin sembolüdür. Kuşatmanın kırıldığı yer de ilginç bir yerdir. 1982 yılında Hama ile başlayan direniş sürecinde İhvan-ı Müslimin subayı Ibrahim el-Youssef’un kıyam başlattığıTopçu Okulu, 34 yıl sonra aynı yerde, aynı heyecanı yaşadı. Topçu Okulu ele geçirilerek 80 civarında şehid veren mücahidler, kentte yaşayan yaşlı, kadın ve çocuklar için yeniden nefes almasını sağladı. Zulüm kuşatmanın kırılmasının ardından dün yüzbinden fazla insan sabahlara kadar sokaklarda kutlama yaptı. Aynı 15 Temmuz gecesi İstanbul ve Anadolu’nun her yerinde olduğu gibiydi Halep sokakları." ifadelerini kullandı

.